Şarkılarımızı söylemeyi bitirmiş her konser sonunda yaptığımız gibi veda konuşması yapıyorduk. Konuşma sırası Mark'a geldiğinde 4 O'Clock çalmaya başladı. Şarkıyı duyar duymaz Mark'la gözlerimiz buluştu. Anında dolan gözlerine bakıp gülümseyerek şarkıyı söylemeye başladım.
Bir gün Ay'a
Uzun uzun mektup yazdım
Senin kadar aydınlık olmayacaktı
Küçük bir mum yaktımHaneul, Mark'ı bana doğru ittirerek kenara çekildi. Benim aksime o ağlıyor, sadece bana bakıyordu. Şarkıyı bitirmeme iki cümle kalmıştı ki hızlıca gelip bana sarıldı. Kollarından ayrılıp yüzüne baktım. "Benimle olduğun için, beni hiçbir zaman bırakmadığın için teşekkür ederim oppa." Gözlerini şaşkınlıktan kocaman açtığında kahkaha attım. Ona 'oppa' demezdim.
Luck'lar bitiremediğim şarkıyı söylemeye başladılar. Bu hayranlarımıza verdiğimiz isimdi. 'Army' gibi havalı bir şey koymak istemiştik ama bizim birlikte olmamızı sağlayan şey şanslarımız olduğu için 'Luck' ismine karar vermiştik. Mark dizlerinin üzerine çöküp hayranlarımızı izlemeye başladı. Konserlerimizde hepsiyle göz göze gelmeye çalışırdık. Bunun imkansız olduğunu elbette farkındaydık, en arkadaki kişileri hiçbir şekilde göremiyorduk. Mark'ın arkasına oturup arkasından benim sırtımın neredeyse iki katı olan sırtına sımsıkı sarıldım. Bedenimde kollar hissedince kafamı kaldırdım. Kaey ve Haneul' da gelince tamamlanmıştık işte. Suratımızda kocaman gülümsemelerle hayranlarımızı dinliyorduk. Bazen dayanamayıp, bırakmak istiyordum. Aklıma mutlu, huzurlu olduğumuz gelince hemen vazgeçiyordum. Ne kadar zorlansak da sarılınca geçiyordu hepsi.
216-21618
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...