Tatil günlerimiz dışında her sabah kurulu çalar saat gibi aynı saatte gözlerimi açar ve günüme başlardım. Tıpkı bugünkü gibi, beynim alıştığı saatte kalkmıştı fakat saçlarımı okşayan büyük ellerin durmaması için gözlerini sımsıkı yummuştum.
"Uyandığını biliyorum Mel."
Gülümseyip daha çok yapıştım yanımdaki koca bedene. "Seni özledim."
"Bende seni özledim küçük kardeşim."
Gözlerimi açmama rağmen saçlarımı okşayan abime gülümsedim. 32 gündür grup arkadaşlarımın yüzlerini görmeyi bırakın telefonla bile görüşememiştim. "Hadi bana neler yaptığını anlat."
"Bildiğin gibi 10 gün boyunca televizyon programı çekimim vardı."10 gün boyunca aynı evde kalan sekiz erkek idolün yaptıkları çekiliyor ve paylaşılıyordu. Bu sayede hem idoller tanışıyor ve iyi vakit geçiriyorlardı hem de fanlar onları izleyerek eğleniyorlardı. Mark'ın omzuna vurdum. "Oda arkadaşın kimdi?"
Hemen kalktı ve yatakta bağdaş kurdu. "İnanmayacaksın Mel!"
Yattığım yerden heyecanla doğruldum.
"Super Junior'dan Heechul hyung. Onunla aynı odada kaldım. Tanrım, bana o kadar iyi davrandı ki!"
Mark'ın içinden çıkan fangirl ile birlikte gülümsedim. Onu özlemiştim, bu hallerini özlemiştim. Heyecanla bir şeyler anlatmasına gülümsedim. Elimle kolunu tuttuğumda sustu. "Kahvaltıda pancake yapmamı ister misin?"
"Mel, sen çok iyi bir kardeşsin."
Odadan çıktığımızda neler yaptığını anlatmaya devam ediyordu. Kafamla koltuğu gösterdim. "O niye burada?"
"Çekimden çıkınca Kook'u aradım oyun oynamak için internet kafeye gittik ondan sonra belki birazcık içmiş olabiliriz."
Onun yaptığı gibi işaret ve başparmağımı birbirine yakınlaştırdım. "Birazcık?"
"Tamam, belki biraz fazla kaçırmış olabiliriz. Yurda gitmesine izin verseydim Namjoon hyung ona ceza verirdi. Ben de Jess'e söyledim o da "ne yapıyorsan yap" deyince bizim yurda getirdim."
Mark şaraptan başka alkollü içecek tüketmezdi. Jungkook ise iki kadeh şarap içince uçuyordu. "Kendinizden geçene kadar içmenizden gerçekten hiç hoşlanmıyorum."
"Bana kızmaman için ne yapmalıyım?"
Burnumun dibine kadar soktuğu kafasını işaret parmağımla alnından ittirerek uzaklaştırdım. "Sana söylediklerimi buzdolabından çıkartabilirsin." Ona söylediklerimi tezgâhın üzerine koyup yemek masamızın üstüne oturdu. Jungkook'a çorba yaparken birden telefonumdan bildirim sesi yükseldi.
"Ne zamandan beri her zaman sessizde olan telefonun bu kadar ses çıkartıyor?"
Bir problem olduğunda çalışanlar haber vermek için aradıklarında bana anında ulaşabilmelerini istediğimden telefonumun sesini yükseltmiştim. "Benim yanımdan ayrıldığınızdan beri."
Bana sormadan gelen mesajları açtı. "Eddy hyung video göndermiş."
Mark'ın hemen yanına oturup videoyu açmasını bekledim. Video kameranın hemen yanındaki monitörden çekilmişti. Kaey dizlerinin üzerine çökmüş ağlıyordu. Kamera açısı yüzüne biraz daha yaklaştı.
"Oh my fucking God! Aşırı gerçekçi ağlamıyor mu Mel?"
Kaey'i daha önce sanırım iki kere ağlarken görmüştüm ve gerçekten videoda ki gibi ağlıyordu. Yönetmen "kestik" diye bağırınca iki tane görevli Kaey'in yanına gidip kalkmasına yardımcı oldular ve peçete verdiler. "Neden hala ağlıyor?"
"Bilmiyorum."
Eddy oppa çekmeye devam ederken Kaey'in yanına gitti.
"Hyung neden beni çekiyorsun? Çalışanlara bana biraz izin vermelerini söyleyebilir misin? Galiba biraz daha ağlayacağım."
"Çalışanların o kadar uğraşmasına rağmen ağlayamadın. Yönetmen aklına üzücü bir an getir dediği an ağlamaya başladın?"
"Yönetmen öyle söyleyince birden gözümün önüne bizimkiler geldi. Hyung, çekme!"
Eddy oppa güldü. "Neden ağlamaya devam ediyorsun Kaey-ah?"
"Sanırım bizimkileri çok özledim. Onlardan daha önce bu kadar ayrı kalmamıştık hyung. Mel'in kızmalarını, Haneul'un gevezeliğini, Mark'ın sürekli açım diye ortalarda gezinmesini özledim. Buraya geldiğim ilk günden beri yanımdasın ama onlar olmayınca kendimi yalnız hissediyorum hyung."
Büyük abimizin dedikleri bizimde kalbimize dokunmuş olacak ki Mark'la beraber birbirimize sarılıp; Jungkook yanımıza gelip bize sarılana kadar ağladık.
518-6719
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...