8.6

123 20 37
                                    

11 Temmuz
Henry, Melodi'nin telefonunu yatağın başucunda ki komodine bıraktı ve yatağın ucuna oturdu. Elini, genç kızın saçında yavaşça gezdirirken "Buzdolabında yiyecek çok az şey kalmış. Bu yüzden markete gideceğim. Canın bir şey isterse beni hemen arayabilmen için telefonunu buraya koydum." dedi. Melodi, ona boş gözlerle baktığında gülümsemesini genişletti. "Dondurma mı istiyorsun? Tabii ki alırım Mel." Yataktan kalkarken gülümsemesini bozmamaya özen gösterdi. "Bir bakışından dondurma istediğini anladım. Çok iyi değil miyim sence de?" Melodi, tekrardan cevap vermeyince büyük adımlarla önce odadan sonra da evden çıktı. Kablolu kulaklıklarını kulağına taktı. Ellerini de cebine koyup küçük markete doğru yürümeye başladı.

Henry'nin evden çıkmasının üzerinden henüz 10 dakika bile geçmemişken Melodi'nin telefonu çaldı. Genç kız, Henry'nin aradığını düşündüğünden telefonunun ekranına bakmadı. Ancak telefonu ısrarla çalmaya devam ettiğinde, bu zil sesinin annesine özel olarak ayarlamış olduğu zil sesi olduğunu fark etti. Hızlıca komodinin üzerinden telefonunu aldı. Ekrana baktığında annesinin görüntülü aradığını anlamasıyla kaşlarını çattı. Görüntülü aramayı cevaplarken sırtını yatağın başlığına dayadı. Ekranda annesinin gülümseyen yüzünü gördüğünde genç kızın hiçbir mimiği değişmedi.

Annesi, Melodi'nin asık suratını gördüğünde kaşlarını çattı. "Sana iyi bir haber vermek için seni arıyorum ve telefonu bu şekilde mi açıyorsun?" Melodi'nin omzunu silkmesiyle sanki mümkünmüş gibi kaşları daha çok çatıldı. "Hep anneannen ve deden yüzünden böyle şımarık oldun zaten. Seni ben yetiştirseydim telefonu asla böyle açamazdın."

Genç kız, Psikolog'un gitmesinden sonra ilk kez dudaklarını araladı. "Sanırım ikimizi de aynı ebeveynlerin yetiştirdiğini unuttun."

"Neler oluyor Melodi? Bu hareketlerin de neyin nesi?"

Melodi'nin omuzları üzüntüyle düştü. "Anneannemin ve dedemin cenazesinden sonra benimle ilk kez konuştuğunun farkında mısın? Benimle en son konuşmanın üzerinden neredeyse 4 ay geçmiş ve sen bana hesap soruyorsun. Keşke ilk önce "Nasılsın kızım?" diye sorsaydın. Sonra da "Amerika'ya gittiğini duydum, neler oluyor kızım?Aptalın teki neredeyse sana tecavüz edecekmiş. Hemen yanına geliyorum kızım. Güney Kore'ye geri dönmüşsün. Basın açıklaması yaptığını gördüm. Cesaretin için seni tebrik ediyorum. Grubunuz ara vermiş. Hepiniz iyi misiniz?" diyebilirdin. Benimle ilgili hiçbir şeyden haberin yok ve sen bana hala bu hareketlerimin sebebini mi soruyorsun?"

Annesi, başını salladı. "Evet, evet bir şeyler olmuş. Her neyse yüzüğüme baksana." Elini, ön kameraya doğru tuttu. Büyük bir taşı olan yüzüğü gösterirken kahkaha attı. "Baban bana evlenme teklifi etti. Çok güzel bir yüzük değil mi?"

Annesinin parmağını süsleyen tek taşı gördüğünde başından aşağı kaynar suların döküldüğünü hissetti genç kız. Bir şeyler söylemek istedi ama kırılan kalbi dudaklarının düğümlenmesine neden oldu. Annesinin anlattıklarını daha fazla dinlememek için görüntülü aramayı sonlandıracaktı ki kapı sesini duydu. Babasını görmesiyle düğümlenen dudakları bir anda çözülüverdi. "Babamı da görmek istiyorum."

Babası, Melodi'nin bu isteğini duyduğunda gülümseyerek kadraja girdi. "Nasılsın kızım?"

"Annem, sevgini kabul ederse ilişkinize karşı çıkmayacağımı ama bir sürü hatası olan babamı da hayatıma kabul edemeyeceğimi söylemiştim ve sende asla bitmeyeceğini söylediğin yara bantlarınla beni iyileştireceğini söylemiştin. Ertesi günse kirli yara bantlarının beni iyileştiremeyeceğini söyleyerek beni, benim iyiliğim için terk etmiştin. Ama şu anda annemle karşıma geçmiş evleneceğinizi mi söylüyorsunuz?" Kendisine şaşkınca bakan öz ebeveynlerine bakarken "İğrençsiniz." diye bağırdı.

MELODYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin