6.4

263 29 11
                                    

6 Mayıs

Genç kız, işaret parmağıyla zile dokunup bir adım geriye çekildi. Dairenin içinde çalan zile eşlik eden ayak seslerini duyduğunda ise kocaman gülümsedi ve kapının açılmasını bekledi. Kapı açıldığında gördüğü bedene sıkıca kollarını sardı hızlıca.

Cheonho'da kollarını sıkıca sardı genç kızın ince beline. Birbirlerinden ayrıldıklarında mutfağa geçtiler ve Melodi'nin aldığı atıştırmalıkları tabaklara koydular. Hazırladıkları tabakları salona götürürken Melodi, Cheonho'ya kızıyordu. "Dün gece koşa koşa gitmeseydin şirket yemeğine gelebilirdin. Sana daha önceden söylememe rağmen nasıl gidersin?"

"Şirket yemeğine beni kabul edeceklerini düşünmedim. Böyle bir şey imkânsız gibi geldi."

"Jess varken seni kabul etmeme gibi bir şansları olabileceğine inanabiliyor musun gerçekten? Tanrım! Jess'ten bahsediyoruz." Cheonho, mutfağa giderken genç kızın az önce yaptığı abartılı hareketlerine gülüyordu. "Haklısın. Bir dahaki yemeğe geleceğime söz veriyorum."

Buzdolabından çıkarttığı pastayı büyük bir tabağa koyup salona geri döndü. Pastayı gören Melodi ellerini birbirine çırptı. "Neyi kutluyoruz unnie?"

"Tabii ki doğum gününü kutluyoruz Mel."

Melodi, koltuktan inip yere oturdu ve Cheonho'nun da yanına gelmesini bekledi. O da yanına oturduğunda mumu üflemek için orta sehpaya doğru eğildi. Tek bir mum vardı pastanın üzerinde. O kadar eğreti duruyordu ki. Bir an gerçekten orada mı diye düşünmeden edemedi. Ancak, hemen bunun ardından üfledi o mumu. "Teşekkür ederim unnie."

Cheonho, yavaşça Melodi'ye doğru döndü. "Teşekkür etmene gerek yok Mel. Asıl benim sana teşekkür etmem gerekiyor. Tanıştığımızdan beri bana o kadar çok yardım ettin ki bu pasta onların yanında hiçbir şey."

Melodi, yalandan kaşlarını çattı. "Beni kızdırıyorsunuz Cheonho-ssi." Ama elinin üstüne konan sıcak ellerle hemen gevşedi o kaşlar.

"Çok genç olmana rağmen başından beri olgunca davranıyorsun. İdol olman insan olmadığın anlamına gelmiyor biliyorsun değil mi? Sen bir insansın. Ve daha çok gençsin. 22 yaşına daha yeni girdin Mel. Bunun yanında lidersin, vokalistsin, rappersın, dansçısın, söz yazarısın, bestecisin, yapımcısın ve belki de daha bir sürü şeysin. Bir sürü sorumluluğun var. Bunların getirdiği bir sürü de baskı var. O baskıların altında ezildiğini hissettiğinde yalnız olduğunu düşünmeni istemiyorum. Zor zamanlar geride kaldı. İleride zor zamanlar geçirmeni istemiyorum. Olurda öyle bir şey olursa her zaman senin yanı başında olduğumu bilmelisin. Sağlıklı ve mutlu olmanı istiyorum. Senin mutlu olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor Mel. Bunun için teşekkür ederim. Ayrıca sana çıkış yaptığın ve iyi bir lider olduğun için teşekkür ederim. Senin benim için bir mucize olduğunu biliyorsun değil mi? Gülen Melodi herkesten çok güzel."

Melodi, kendi dolan gözlerini aldırmadan karşısında ki kadının gözyaşlarını sildi. "Sana neden Cheonho dediğimi daha önce anlatmamıştım değil mi?" Kadın başını iki yana salladı. "Bir gün Kaey oppaya her zaman iyi insanların canlarının yanmasının nedenini sormuştum. Bana babaannesinin söylediği bir cümleyi söylemişti. "Tanrı, kötü meleklerle savaşırken iyi insanları yanlışlıkla cehenneme düşürmüş. Kötü meleklerde bunu bildiğinden iyi meleklerin canlarını çok yakarmış. Tanrı bir bun bunu fark ettiğinde canı çok yanan iyileri yanına almaya başlamış. İyi insanların yaşadığımız bu cehennemde canı çok yanıyor olabilirmiş ama zamanı geldiğinde Tanrı'nın yanına cennete gittiklerinde çok mutlu olacaklarmış." Bu yüzden sana Cheonho diye sesleniyorum unnie. Çünkü sen benim iyilik meleğimsin." Parmak uçları, yine kadının gözyaşlarını sildi. "Belki ben 22 yaşında bir genç olabilirim ama sende daha 27 yaşındasın unnie. Önünde yaşayacak bir sürü güzel günlerin ve birlikte geçireceğimiz güzel zamanlar var." Pastanın üzerinde ki tek mumu alıp sehpada duran çakmakla yaktı. "Hadi, her şeyin yoluna girmesini kutlayalım."

MELODYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin