Elindeki pelüş oyuncakla kafam vuran Haneul'a sinirli bir bakış attım. Hayrana gülümsedim. "Özür dilerim. Adını tekrar söyleyebilir misin?" Adını söylediğinde tekrar unutmamak için hızlıca yazdım. İmza atarken yüzüne baktım.
"Burada hikayem yazıyor. Fazla vaktimiz olmadığı için yazdım. Umarım müsait olduğunda okuyabilirsin."
Bana uzattığı siyah zarfı alıp yanıma koydum. O sırada kolunu bana gösterdi. Şaşkınlıkla yüzüne baktım. Ufak bir çığlık atıp kolunun iç kısmına yaptırdığı dövmeyi inceledim. "Neden ben? Diğerleri değil de ben?" Görevli sürenin dolduğunu söyleyip karşımda ki genç kadını hafifçe ittirdi. Ayağa kalkıp görevlinin koluna tutundum. "Konuşmaya devam ettiğimizi görmüyor musunuz ?"
"Ama..."
Elimi kaldırıp susmasını sağladım. "Hala konuşuyoruz. Lütfen yerinize geçer misiniz?" Yerine geçtiğinde hayranımıza gülümsedim.
"Teşekkür ederim."
"Hadi söyle unnie, neden ben?"
"Seni ilk Rm ile sahneye çıktığında görmüştüm. O zamandan beri seni takip ediyorum. Sana verilen sorumluluğun ağır olmasına rağmen elinden gelen her şeyi yapıyor dördünüzü ayakta tutuyorsun. Ben ayakta durmaya dayanamadığım için pes etmiş..."
Menajerimiz gelince ona baktım. "Melodi-ssi, gitmesi gerekiyor. Sıra kalabalıklaştı."
Kafamı salladım. "Unnie, özür dilerim. Söz veriyorum mektubunu okuyacağım." Tuttuğum ellerini çekip hızlıca uzaklaştı sahneden. Ona el sallamak için arkasını dönmesini bekledim ama dönmedi. Önüme uzatılan albümün sahibine adını sorarken hala aklımdaydı.
-
Arabadaki herkesin uyuduğunu gördüğümde bende uyumak için gözlerimi kapatıyordum ki aklıma gelenle gözlerimi kocaman açtım. Montumun cebinden siyah zarfı çıkartıp kulaklıklarımı taktım. Zarfın içinden çıkarttığım pembe kağıdı dikkatlice açtım. "Merhaba Mel. Umarım cesaret edip sana mektubu vermişimdir. Adımı söylemeyeceğim. Unuttuğunu biliyorum. Sakın kendini suçlama zor bir ismim var. Hem adımı hatırlamaman yazarken daha rahat olmamı sağlayacaktır. 25 yaşındayım. Senden 5 yıl kadar daha fazla zamandır Dünya'dayım. Eğer zor bir hayatın varsa o fazla olan 5 yılda canını acıtacak, seni üzecek daha fazla olay yaşıyorsun. Küçüklüğümden beri üvey babam tarafından taciz ediliyordum. Anneme durumu küçüklüğümden beri anlatsam da onun öyle bir şey yapmayacağını söylüyordu. Tacizler arttı, benimde anneme olan şikayetlerim arttı. O kocasına inanmayı tercih etti ve beni evden attı. İnsanlara olan güvenim sarsıldığı için hiç arkadaşım olmadı. Evine gidebileceğim arkadaşım yoktu. Akrabalarımızın hiçbiri burada yaşamıyor. Çalıştığım okulun, evleri şehir dışında olan birkaç öğretmen için ayarladığı evde kalabilmek için müdürüme yalvardım. Bir hafta düşüneceğini söyledi ve ben bu sürede bir hastanede bekleme salonunda kaldım. Bir haftanın sonunda müdürüm onay verince o eve taşındım. Bu sırada öğrenciler için bir hafta tatil verilmişti, bu yüzden ev boştu. Tek olduğum için sürekli düşüncelere boğuluyor gittikçe güçsüzleşiyordum. En sonunda daha fazla dayanamayacağıma ikna olup kendimi korumak için çantamda taşıdığım çakıyı aldım. En sevdiğim şarkıları açıp banyonun soğuk mermerlerine oturdum. İçtiğim birkaç ilacın kafamı bulandırmasını bekledim. Kendimi korumak için her zaman yanımda taşıdığım çakıyı alıp bileğime bir çizik attım. O kadar az bastırmıştım ki kanamamıştı bile. Korktuğum için kendime kızıp sinirle daha çok bastırdım çakıyı. İkinci kez bastıracaktım ki senin sesini duydum. Kendi dilinde anlamadığım bir şeyler söylüyordun. Şarkını listeye ben eklememiştim o an nasıl çaldığını hala bilmiyorum. Sözlerini anlamadığım şarkı beni durdu. Sen beni durdurdun. Sanki o an güçlü olmamı söyledin. Kalktım. Bileğimi daha fazla kanamaması için sıkıca sardım. O gece senin şarkını uyuyana kadar dinledim. Ertesi gün kalktığımda hala sen şarkı söylüyordun. Her sabah kalktığımda lanet eder somurtur, giyinip evden çıkardım. O gün kalktığımda gülüyordum, kendime kahvaltı hazırladım, güzel bir film eşliğinde kahvaltımı ettim. Ve koşarak dövmeciye gittim. Yaranın daha yeni olduğunu ve dövme yapamayacağını söyledi. Yapması için yalvardım. Dövmeci neden senin suratını ömrüm boyunca taşımak istediğimi sordu. Ona anlamayacağını söyledim. O anlayamazdı ama sen anlardın. Anladın değil mi Mel?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELODY
Teen FictionGenç kızın bayılmasıyla hayranlar daha çok ağladı. Bu akşam Melodi'nin çocukluğunda yalnız olduğunu öğrenmişlerdi. Melodi'nin herkese söz verdiği gibi hayranlarda sessizce ona söz verdi. "Onu yalnız bırakmayacaklardı." Ama zamanla hepsi verdiği sözl...