Waraha ve Austin aileleri son misafirleri uğurladıktan sonra derin bir nefes aldı. Gecenin yorgunluğu üzerlerine çökmüştü, ama aynı zamanda kutlamanın coşkusunu da hâlâ hissediyorlardı. Charlotte, omuzlarında usulca uyuyan Englotte'u dikkatlice tutarak, kızıyla ilgilenirken hafifçe gülümsedi.
Engfa, Charlotte'un yanına yaklaştı ve konuşmak için hafifçe bir adım attı, "Charlotte... Konuşabilir miyiz?"
Charlotte, ona kısa bir bakış attı, ama gözlerinde belli belirsiz bir kızgınlık vardı. Sesi yumuşak ama mesafeliydi. "Şu an değil, Engfa," dedi ve Englotte'un sırtını nazikçe okşayarak bakışlarını kızına çevirdi.
Engfa, başını hafifçe eğerek iç çekti. Kısa bir an sessizce durduktan sonra, "Kızdırmak istemedim seni," diye fısıldadı, sesi samimiyetle doluydu.
Charlotte bir an gözlerini Engfa'ya dikti, ama konuşmamayı tercih etti. "Bunu sonra konuşuruz, Engfa," dedi nazik ama mesafeli bir tonda. Engfa, Charlotte'un sınırına saygı göstererek geri çekildi, ama bakışlarında ona duyduğu derin sevgi hâlâ okunuyordu.
Myx hızlı adımlarla Charlotte ve Engfa'ya yaklaştı, Englotte'un omuzda uyuduğunu görünce hafifçe gülümsedi. "Oh, benim güzel meleğim, seni bugün perilere götürecektim. Hemen uyudun mu?"
Charlotte derin bir nefes aldı ve sakince, "Ah, Myx, uyumasa da zaten vazgeçmiştim," dedi. Myx bir an şaşkınlıkla ikisini taradı. Engfa'nın yüzünde asık bir ifade vardı.
"Size ne oldu böyle? Baş başa kalmak istediğinizi sanıyordum," dedi Myx, hafifçe kaşlarını kaldırarak.
Charlotte, Engfa'ya imalı bir bakış attı. "Evet, öyleydi... Kraliçe Engfa, genç cadılara gülümsemeden önce."
Myx, geri çekilerek alayla, "Ooh, Engfa, Charlotte bayağı sinirli... Morgana yardımcın olsun," dedi hafifçe gülümseyerek.
Engfa hemen söz aldı, "Anlayamıyorum artık, Myx. Genç cadıların ilgisini çekmek benim suçum değil. Üstelik ne Charlotte'tan önce ne de sonra hiç kimse ilgimi çekmedi. Buna en çok sen şahitsin," dedi, sesi yorgun ama dürüstlük doluydu. "Sonra Charlotte ile mühürlendik, evlendik, yeminlerimizi ettik, taç giydik ve şimdi bir kızımız var... Hâlâ Charlotte, ona olan aşkımı sorguluyor. Bu beni gerçekten kırıyor."
Bu sözler Charlotte'un içine işledi. Onun yüzündeki kızgınlık yerini düşünceli bir ifadeye bıraktı. Myx de Engfa'nın bu haline üzülmüştü.
Engfa derin bir iç çekti, bakışlarını yere indirdi. "Artık kendimi açıklamaktan yoruldum. Biraz dinlenmek istiyorum, Myx. Sen Charlotte ve Englotte'u kraliçe katına götür olur mu?"
Charlotte şaşkınlıkla, "Engfa... Nereye gidiyorsun?" diye sordu.
Engfa hafif bir gülümsemeyle belli belirsiz cevap verdi, "Genç cadılara gülümsemeye..." dedi ve dumanlar içinde gözden kayboldu.
Charlotte hemen Myx'e yaklaştı. "Şaka yaptı değil mi? Gerçekten genç cadılara gitmedi?" diye sordu endişeyle.
Myx hafifçe gülümsedi ve Charlotte'a döndü. Gözlerini kapatıp Engfa'yı hissetmeye çalıştı. "Hayır, Charlotte. Eski odanıza gitti. Kalbi biraz kırılmış," dedi usulca.
Charlotte derin bir nefes aldı ve itiraf edercesine konuştu, "Kendime engel olamıyorum, Myx. Herkesin gözü onun üzerinde, bu beni delirtiyor," dedi. "Şimdi de kızım, annesi gibi ilgi çekiyor. Bu gece bu durum bana biraz ağır geldi sanırım ve Engfa'yı kırdım." Sesinde pişmanlık vardı.
Myx ona anlayışla bakarak konuştu, "Engfa doğduğundan beri beraberiz, Charlotte. Beni çocukluktan onun yardımcısı olarak yetiştirdiler. Annem ve babamı erken kaybettim, Waraha Şatosu beni himayesine aldı. Belki en çok Engfa'yı ben tanıyorum. Sana olan sadakatinden asla şüphe etme... O, senin için gerekirse bütün diyarı yok eder, emin ol buna."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan ve Büyünün Dansı TR
Fantasía"Kan ve Büyünün Dansı" Bu kitap, iki farklı dünyanın efsanevi hikayesini anlatıyor. Waraha ve Austin klanlarının birbirine düşman ruhlarını bir araya getiren, yasaklanmış bir aşkın öyküsü. Engfa Waraha, büyünün karanlık gücünü kontrol eden bir cadı...