Ritüeller, Aşk ve Yeniden Birleşme

18 4 3
                                    

Waraha şatosun da bir kaç gün daha hızla geçmişti ve sabahın erken saatlerinde Engfa, Charlotte ve küçük Englotte birlikte uyuyorlardı. Englotte hafifçe gözlerini araladı; annelerinin derin bir uykuda olduklarını fark etti. Fakat karnı acıkmış ve biraz da sıkılmıştı.

Telepatik yolla annelerine ulaşmaya çalıştı. Zihninden "Charlotte anne? Engfa anne? Uyanık mısınız?" diye seslendi ama bir yanıt alamadı. Anneleri hâlâ derin bir uykudaydı.

Biraz daha sabretmeye çalışarak minik elleriyle ufak kıpırdanışlar yaptı, ama hiçbir etki alamadı. Sonunda, sabırsızlanarak yüksek sesle ağlamaya başladı. Küçük prenseslerinin ağlama sesi odaya yankılanınca Charlotte ve Engfa anında uyandı.

Charlotte hemen yerinden kalktı ve Englotte'u kucağına alarak ona sevgiyle sarıldı. "Buradayız, kızım..." diye fısıldadı. Engfa da hemen yanlarına gelerek, endişeyle Englotte'u kontrol ediyordu.

Englotte, ağlamaya devam ederken gözlerini Charlotte'a dikti, "Karnım acıktı, anne... Enerjim tükeniyor," dedi, sesi tatlı bir sitemle doluydu. Charlotte hemen gözlerinde bir mahcubiyetle, "Ah, özür dilerim, meleğim," dedi ve hızla hazırlıklarını yaparak Englotte'u beslemeye başladı.

Englotte, vücuduna giren ılık süt ve kanın etkisiyle kendine gelmeye başladı. Her yudumda daha da sakinleşti ve enerjisi yerine geldikçe yüzünde bir huzur belirdi. Annelerinin sıcak kollarında yeniden güvenle beslenirken, odada yavaşça huzur dolu bir sessizlik hâkim oldu.

Engfa, başını Charlotte'un omzuna yaslayarak bu huzurlu anı izlerken yumuşak bir sesle fısıldadı, "Bugün kendime izin verdim. Seni ve Englotte'u kraliyet katından çıkarmayı planlıyorum. Neredeyse iki hafta geçti ama buradan pek ayrılmadınız. Ayrıca Englotte çok hızlı büyüyor; birkaç şifacı ve bilgili cadının onu kontrol etmesini istiyorum."

Charlotte, Engfa'nın bu düşüncesine mutlulukla gülümsedi. "Ah, evet, bu bize de iyi gelir. Biraz değişiklik şart," dedi ve Engfa'ya sevgiyle eğilip onu dudaklarından yumuşakça öpmeye başladı. İkisi, bu anın tadını çıkarırken, minik Englotte gözlerini araladı ve annelerinin samimi hallerini fark etti. Charlotte annesine çok yakın olan Engfa annesine merakla baktı. İçgüdüsel olarak Charlotte'u sahiplenme duygusuyla minik dudaklarını annesinin memesine biraz daha sıktı.

Charlotte hafif bir inleme ile tepki verdi, Engfa'dan ayrılarak gülümseyerek "Ah, Englotte..." dedi. Engfa hemen kızıyla ilgilenmek için gözlerini ona çevirdi ama minik prenses çoktan gözlerini kapatmış, huzurla sütünü içmeye devam ediyordu. Engfa ve Charlotte birbirlerine tatlı bir tebessümle bakarak bu anın tadını çıkardılar; onların yanında, küçük Englotte'un varlığı, bu sevgi dolu anı daha da anlamlı kılıyordu.

Engfa, şatoda tüm önlemleri alarak Charlotte ve minik Englotte'u güvenle şatonun iç kısmına getirmişti. Yemek salonunda, onlar için özenle hazırlanmış bir kahvaltı masası vardı. Masada çeşitli yiyeceklerin yanı sıra Charlotte'un ihtiyaç duyduğu kan takviyeleri de unutulmamıştı. Bugün, ailenin tamamı bu özel kahvaltıda bir aradaydı. Moriah ve Seraphine de torunları Englotte ile birlikte ilk kahvaltılarını paylaşmak için büyük bir heyecanla masada yerlerini almıştı.

Tüm gözler, Charlotte'un kucağında oturan minik Englotte'un üzerindeydi. Englotte, annesinin kucağında sakin bir şekilde oturuyor, meraklı gözlerle etrafına bakıyordu. Annesinin saçlarına minik elleriyle dokunuyor, parmaklarıyla saçlarının yumuşak dokusunu keşfetmeye çalışıyordu.

Charlotte, bir yandan ihtiyacı olan takviyeleri içiyor, bir yandan da kızını gözünden ayırmıyordu. Engfa, eşine sevgi dolu bir bakış atarak onun yanına oturdu. Moriah ve Seraphine, torunlarını hayranlıkla izlerken, Englotte'un her hareketi ailenin yüzünde tatlı gülümsemeler yaratıyordu.

Kan ve Büyünün Dansı TRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin