1.Bölüm - Geçmiş

2.9K 57 64
                                    

Mart 2000 🍃
4 çocuk... ikisi erkek ikisi kız... dördünün de yaşı birbirine yakın... Songül 6, Eylül 7, Serkan ve Güney de 8 yaşında. Aynı mahallenin çocukları onlar. Her gün yaptıkları gibi o gün de mahallerinin uzağında olan boş yeşillik alana gelirler, o ağacın altında buluşurlar. Eğer şanslılarsa içlerinden biri evden yiyecek birşeyler de getirebilmiştir...

Serkan : Songül, Eylül gelmeyecek mi?

Songül : bilmiyorum ki

Güney : ben çok acıktım

Serkan : daha yeni geldik Güney! Oynayıp öyle gidiceksin! Mızıkçılık yapmak yok!

Güney : tamam... of Eylül nerde kaldı? O oynamayacaksa eğer biz başlayalım

Songül : bekleyelim

Serkan : evet bekleyelim. Sonra beni aranıza almadınız diye ağlar

Güney : sulu göz!

Songül : geliyo!

Eylül koşarak geliyordu, elinde bir de kutu vardı...

Eylül: evde misafirler vardı, annem çıkmama izin vermedi

Güney : nasıl geldin o zaman?

Eylül: ikna ettim annemi. Baaak, bunları da verdi hem...

Eylül, elindeki kutuyu arkadaşlarına uzattı. İçinde kek ve börek vardı...

Güney : holey!

Serkan : benim de azcık param var. Eylül sana bakkaldan şeker alıyım mı?

Eylül: şeker mi?

Serkan : evet

Eylül: bana niye şeker alasın ki?

Serkan: sen bize yemek getirdin çünkü akıllım

Eylül: tamam o zaman, isterim

Serkan: çilekli dimi?

Eylül: evet!

Serkanla Eylül az ötedeki bakkala beraber giderler. Serkan Eylülün elinden tutmuştu....

Serkan: çok sakarsın! Tutmasaydım düşüyodun

Eylül: bırak o zaman tutma elimi!

Serkan : sen küçüksün, ya araba çarparsa? Elimi tutarsan ben seni korurum ama

Eylül: sanki sen kocamaaaan adamsın! Bir yaş büyüksün sadece

Serkan : ama büyüğüm. Okuma yazma bile biliyorum... yaaa

Eylül: ben de öğreniyorum, ne var?

Serkan : ben sana yardım ederim, çocuk oyuncağı...

Güneyle Songül de ağacın altında kavga ediyorlardı. Güney, kutuyu önüne çekmiş, sadece kendi yiyordu, Songüle birşey vermiyodu... Songül ise kutuyu onun elinden almaya çalışıyordu...

Güney: ya kızım bıraksana! Açım aç!

Songül: oğlum bana da versene! Ben de istiyorum

Güney : banane kendi yemeğini getirseydin!

Songül : sen de getirseydin o zaman! Seni Ekrem amcaya söylicem!

Güney : sussana kızım! Sakın babama birşey deme!

Songül : korktun mu!

Güney : ha-hayır...

Songül : o zaman söylerim. Ama eğer bana da verirsen birşey demem...

Güney : öf! İyi al tamam, sen de ye...

Son bir dilim kek kalmıştı. İkisi de birbirine baktılar. Güney ikiye bölüp yarısını Songüle uzattı....

Eylülle Serkan da el ele elince Güney gülmeye başladı...

Güney : Eylül Serkana aşık, Eylül Serkana aşık....

Serkan : Güney!

Serkan kıpkırmızı olmuştu, Eylül de onlara bakıp ağlamaya başladı....

Güney : Serkan da Eylüle aşık, Serkan Eylüle aşık...

Eylül, Serkanın elini bırakıp koşmaya başladı...

Serkan: Eylül! Koşma!

Eylül gitmişti, Serkansa ona yetişememişti.... tekrar Güney'in yanına gelir...

Serkan : naaptın Güney?

Güney : yalan mı? Aşık değil misin?

Songül : o ne demek? Aşık olunca nooluyo ki?

Güney : gizli gizli öpüşüyolar... ben bir kere annemle babamı görmüştüm. Bi de evleniyolar, çocukları oluyo

Songül : annemle babam gibi yani

Güney : evet!

Songül : onlar da mı çocuk alıcak?

Güney : tabii ki... ama büyüğünce. Önce öpüşmeleri lazım

Serkan : onunla öpüşmüyorum!

Güney : ama öpmek istiyosun dimi?

Serkan : ben gidiyorum! O kutuyu da bana ver! Mesude teyzeye ben götürürüm...

Serkan yanlarından ayrıldı... Elindeki kutuyla Eylüllerin evine gitti ama Mesude teyze Eylülün eve gelmediğini söyledi....

Değişik bir hikaye denemek istedim. Hazır, Aşk Ateşi de final yapmışken tanıtımı atmak istedim. Aslında pek tanıtım gibi değil, bölüm oldu bu ama neyse, çok konuştum. EySer ve Songün hikayesi isteyenlere gelsin bu hikaye.

Muhtemelen her gün atamam ama böyle arada bölüm atarım, çok bekletmem. Uzun soluklu bir hikaye planlamıyorum ama kendiliğinden ilerlerse bilemem 🙊

Savrulan Yapraklar ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin