Uzun bir yolculuktan sonra kalacakları eve gelmişlerdi...
Eylül: Serkan... burası müthiş...
Serkan: beğendin mi?
Eylül: beğenmek mi? bayıldım... buraya doğumdan sonra çocukları da alıp gelelim mi? Burası tam Yağmur'a göre, şu kocaman bahçede Yağmur istediği gibi oynar...
Serkan: olur.. geliriz tabii.
Serkan, bavulları taşıyarak eve getirir, bu sırada Eylül de içeriyi dolaşıyordu...
Eylül: sadece 3 gün kalacağımız için üzülmeye başladığımı söyleyebilirim... burası gerçekten harika
Serkan : evet... sadece dağın başı, yani merkeze çok uzak. Ama neyseki marketten lazım olabilecek herşeyi aldık... umarım çok değişik birşeyler aşermezsin çünkü merkezden çok uzağız...
Eylül: sanmıyorum... ama oğlun ne düşünür bilemem...
Serkan güldü...
Serkan: eh naapalım, onun için gideriz artık...
Serkan bavulundan birkaç kağıt çıkarıp Eylül'ün önüne koyar...
Serkan: ben tüm hastanelerden fiyat bilgisi aldım. Bunlardan birini seçebilirsin, hepsi bize uyuyor...
Eylül: bunlar ne Serkan?
Serkan : sezaryen ve epidural doğum için araştırma yaptığım hastaneler. Şu ikisi bizim eve çok yakın o yüzden kafama çok yattılar.
Eylül: Serkan bunu daha önce konuştuk, ben sezaryen yaptırmıcam, normal doğum istiyorum
Serkan : ve daha önce de dediğim gibi, ben de bunu kabul etmiyorum Eylül. Ve bu tartışmaya kapalı bir konu.
Eylül: ben karnımda upuzun bir çizik ve günlerce hastane esareti istemiyorum Serkan. Daha önce de söyledim, normal doğum istiyorum. Yağmur'u da öyle doğurdum, Işık'ı da öyle doğurucam...
Serkan: inat etme Eylül, araştırdım ben, riskleri var
Eylül: herşeyin riski var. Sezaryen de öyle... ameliyata girip çıkmak kolay mı sanıyorsun? Hiç de değil... ben doktorum Serkan. Hem kendim hem de çocuğum için en iyisini düşünüp bunu gerçekleştiriyorum. Gerçekten, inan bana normal doğum en iyisi.
Serkan: Eylül...
Eylül: doktor olan benim Serkan. Bana güven, en güzel doğum şekli kesinlikle bu. Sen de daha fazla araştırma yapma ne olur... benim çalıştığım hastanede yaparız doğumu, zaten en yakın hastane o.
Serkan: ama...
Eylül: aması falan yok Serkan... ne olur üsteleme. İnsanlar yıllarca normal doğum yaptı, hatta evde doğum yaptılar. Ben sana evde doğurucam demiyorum, hastaneye gidicez ve orda doğurucam, gayet normal bir şey bu...
Serkan: bi baksaydın Eylül... hepsi çok iyi hastaneler. Eminim ki fikrini değiştireceksin
Eylül: hayır değiştirmicem. Onlara tonla para bayılmaya da gerek yok, bu gayet uygun bir şekilde olup bitecek.
Serkan: Eylül ben parasında değilim... gerekirse ikinci işte çalışırım, yine de o parayı öderim.
Eylül: gerçekten gerek yok. Sen neden bu kadar ısrar ediyorsun ki? Anlamadım yanii...
Serkan durdu bir an...
Serkan: çünkü korkuyorum
Eylül: korkuyor musun? Neden?
Serkan: Eylül... bundan bahsetmem ne kadar doğru bilmiyorum ama... benim günlerdir gözüme uyku girmiyor. O zamanlar da her şey yolunda gidiyordu. Beren de sağlıklıydı, bilinçliydi. Evet bir kaç hafta önce doğum yaptı ama gayet normaldi. Ve Beren de normal doğum yaptı. Oğlum doğdu ama Beren... o hastaneden çıkamadı Eylül. Tamam aşık değildim ama karımdı Eylül... aylarca yanındaydım. Berbat bir şeydi bu haberi almak. Eğer sen...
Eylül: bana bir şey olmayacak Serkan... merak etme
Serkan: nasıl etmem? Sen benim için çok önemlisin Eylül. Eğer sana bir şey olursa... kendimi hiç affetmem. Sen sadece karnındakini değil bizi de düşüneceksin. Beni, Yağmur'u... biz naaparız düşündün mü?
Eylül: Serkan... bunu bana neden daha önce söylemedin?
Serkan: kararını değiştirirsin sandım. Kolay olur sandım ama sen her zamanki gibi inat ettin...
Eylül: Serkan... bak
Serkan : iki gün hastanede yatsan ne olur? Karnında iz kalsa ne olur? Ben zaten seni her halinle seviyorum, ne olmuş karnında iz olsa?
Eylül: Serkan, söz veriyorum bize hiçbir şey olmayacak. Korkma tamam mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savrulan Yapraklar ?
Teen Fiction2000 yılında gizemli bir şekilde kaybolan 7 yaşında bir kız çocuğu ve geride bıraktıkları hakkında...