Serkan : biraz vaktin var mı? Konuşmak istiyorum... hazır bizimkiler de yokken...
Eylül: olabilir... çocuklar da uyuyorken..
Birlikte koltuğa oturdular, yan yanalardı...
Serkan : ben anneme birşeyler çıtlattım... yani evlenmekten bahsetmedim ama
Eylül: ben söyledim aslında.. buraya gelmeden önce, arabada. Hazır ikisini de bir arada yakalamışken... yani anneme tek başıma söylemeye cesaret edemedim, neden bilmiyorum ama...
Serkan: ee ne dediler peki?
Eylül: Nazan teyze çok sevindi
Serkan: Mesude teyze peki?
Eylül: pek değil... yani senden ötürü değil, sadece hala boşanmadığım için... bu yüzden pek onayladığı söylenemez
Serkan: o herif seni aldattı Eylül
Eylül: biliyorum... ama annem, beni de aynı şeyi yapmakla suçladı
Serkan: saçmalık! Bizim birbirimize beslediğimiz duygularla Murat'ınkiler çok farklı... biz sadece... masumca seviyoruz...
Eylül: evet ama o bunu anlayamıyor...
Serkan: sen hala o 7 yaşındaki utangaç Eylül, ben de sana yakınlaşmaya çalışan 8 yaşındaki utangaç Serkan... bizim birbirimize duyduğumuz hisler aynı o yaşlarımızdaki kadar masum...
Eylül: Serkan... dava yarın... ve boşanır boşanmaz senle gün almak istiyorum...
Serkan : ne?!
Eylül: sen de hazırsan... yıldırım nikahı. İlk güne... annemler, çocuklar, Songülle Güney... bu kadar... hiçbir hazırlığa gerek yok
Serkan: seni seviyorum
Eylül: ben de seni ışığım... ben de...
Serkan gülümseyip Eylül'ün elini tutar...
Serkan : evlenince nerde yaşarız? Yani benim bir evim var aslında ama Berenle...
Eylül: olabilir... farketmez. Ama bütçemiz varsa yeni bir evde yeni bir başlangıç yapmayı tercih ederim.
Serkan: ben de... ayrıca daha büyük bir eve çıkmamız lazım bence... iki çocuk... şimdi idare eder belki ama biraz büyüdüklerinde kızımızla oğlumuz aynı odada kalmamalı bence
Eylül gülümsedi...
Eylül: sen ne düşünceli bir adamsın...
Serkan : Eylül... sen istedin diye, sırf sen istedin ben onunla konuştum. Muratla yani... üstelik bu konuşmanın benim için ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemezdin... sen de bana Berenle evlenmemi söylerken böyle kötü olmuş muydun?
Eylül: berbattı... eve gelip ağlamıştım...
Serkan: Keşke konuşmasaydım da daha o zaman boşansaydınız. Böyle olmazdı...
Eylül: Murat böyle değildi... o gerçekten çocuğuna ne olursa olsun bakabilecek biriydi, nasıl böyle oldu anlamıyorum... böyle olacağını bilseydim hiç boşanmaktan vazgeçer miydim?
Serkan: ne güzel olurdu... anında boşanırdınız, ben de boşanırdım...
Eylül: boşanamazdın... sonuçta ortada bir çocuk vardı...
Serkan: evet... Beren iyi bir insandı aslında... ama ilgiye ve sevgiye muhtaçtı, her kadın gibi... ben ona bunu veremedim... evet bu beni aldatması için bahane değil ama...
Eylül: neticede oğlunun annesi o
Serkan: evet... yarın seninle davaya gelebilir miyim?
Eylül: gerçekten mi?
Serkan: evet, sana destek olmak istiyorum
Eylül: çok sevinirim...
Serkan: bizimkilerin sesi çıkmıyo, uyandılar mı acaba?
Eylül: sanmıyorum ama gel bakalım...
Serkan, Eylülün elinden tutarak beşiğin yanına gelir... iki bebek de beşikte mışıl mışıl uyuyordu... üstelik Rüzgar resmen Yağmur'a sarılmıştı... (multi)
Eylül: birbirlerini sevdiler şimdiden
Serkan: ablasını sarıp sarmalıyor şimdiden...
Eylül de Serkana sarılmıştı...
Eylül: çok güzel olmadı mı? Sen, ben,Rüzgar, Yağmur...
Serkan: biz çok güzel bir aile olucaz Eylül... hiç şüphen olmasın
Eylül: yok zaten...Serkan?
Serkan : efendim canım?
Eylül: yarın dava var ya... hakim Yağmur'u annesine verir dimi? O daha çok ufak... Murat da bakamaz ona, bırakır bir bakıcıya, başından atar... eğer velayeti ona verirlerse ben dayanamam
Serkan: merak etme... tek celsede bitecek, üstelik Yağmur bizde kalıcak...
Eylül: eğer tek celsede bitmezse, o zaman annem bizi hiç onaylamaz...
Serkan: ben de kaçırırım o zaman...
Eylül güldü...
Eylül: iyi plan... bana uyar...
Serkan: ben herşeyi ayarlarım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savrulan Yapraklar ?
Teen Fiction2000 yılında gizemli bir şekilde kaybolan 7 yaşında bir kız çocuğu ve geride bıraktıkları hakkında...