Serkan kabusundan terleyerek uyanmıştı. Nasıl bir kabustu bu böyle? Serkan yanıbaşında duran ve onun elini tutan Eylül'ü farketti...
Eylül: Serkan... canım, beni duyuyor musun? Nasıl hissediyorsun?
Serkan, elini Eylül'ün elinden kurtarmıştı...
Serkan: iyiyim...
Eylül bu soğuk davranışa anlam verememişti...
Eylül: Serkan... iyi olduğuna emin misin? Bak, canım, Yağmur kurtuldu, o iyi. Onu sen kurtardın canım, sen... ve üstelik Rüzgar'ı buldun, Rüzgar'a kavuştuk. Artık Murat onu bizden saklayamaz, onu öyle bir tehdit ettim ki, yüzü bembeyaz oldu, görsen benimle gurur duyardın. Demek ki insanın komiser eşi olunca ondan bir şeyler kapıyormuş...
Serkan: iyi... kavuşmuşsun işte kızına. Ben sadece görevimi yaptım.
Eylül: Serkan...
Serkan: Işık nasıl?
Eylül: iyi, annemlerle dışarıda. Yağmur'u da tam dışarı çıkarmıştım ki senin uyandığını duyup geri döndüm. Yağmur'u çağırayım mı?
Serkan : iznin var mı? Ne de olsa ben onun babası değilim...
Eylül: Serkan ben öyle demek istemedim. Sinirle söyledim onları... çok korkmuştum, ne dediğimi bilmiyordum. Ben bilmiyor muyum onu ne kadar çok sevdiğini? Yağmur'un sana nasıl taptığını?
Serkan: ama içinde bir yerlerde tam babası olmadığımı tutmuşsun demek ki...
Eylül'ün morali bozulmuştu...
Eylül: tamam, ben annene uyandığını söyleyeyim. Kadın perişan olmuştu...
Eylül odadan çıktı, annesine de işi olduğunu söyleyip hemen hastaneden çıktı ve soluğu Murat'ın evinde aldı...
Eylül: yürü gidiyoruz Murat! Yağmur, babasının soyadını alacak ve sen de onun üzerinde hiçbir hak iddia edemeyeceksin.
Murat : kabul etmezsem?
Eylül: kabul etmezsen kendini hapiste bulursun... belli mi olur belki sen hapisteyken biz de Rüzgar'ı sahipleniriz...
Murat : şu haline bak, kocana benzedin iyice... seni de yanına asistan olarak alsın. Doktordan çok polis gibi görünüyorsun
Eylül: çok konuşma Murat. Yağmur da babasının soyadını alacak! Seninle hiçbir bağı kalsın istemiyorum. Okula gittiğinde soyadı bizden farklı görünmeyecek...
Murat istemeye istemeye Eylülle gider, gerekli işlemleri hallederler, Eylül Serkan sayesinde tanıdığı birkaç kişiyi de araya sokarak birkaç saat içinde bu işi halletmiş, Yağmur için yeni bir kimlik çıkarttırmıştı...
Sevinçle hastaneye döndü Eylül, odaya girdiğinde bir hemşireyi Serkanın üstünü açarken görmüştü...
Hemşire : pansuman yapacaktım, beş dakika sonra gelseniz?
Eylül: çekilin ben yaparım
Hemşire ona aval aval bakmıştı...
Eylül: doktorum ben. Kocamın pansumanını yapamayacak değilim. Hadi hadi...
Hemşireyi adeta kovmuştu Eylül...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savrulan Yapraklar ?
Teen Fiction2000 yılında gizemli bir şekilde kaybolan 7 yaşında bir kız çocuğu ve geride bıraktıkları hakkında...