Savrulan Yapraklar ?

16.Bölüm - Çocuk İsteği

Serkan eve geldiğinde direkt odasına gider. Aklında hala Eylül'ün öpücüğü vardı. Beren'i aldatıyordu ama kalbine söz geçiremiyordu...

Beren : aşkım... ben sana birşey söylicem

Serkan : efendim?

Beren : ben çocuk istiyorum

Serkan öksürür... böyle birşey beklemiyordu...

Serkan : ne?!

Beren : ya bak aşkım, artık insanlar 30larından sonra çocuk sahibi olmak için çok uğraşıyor, tedaviler oluyo... biz de 30larımıza yaklaştık, hem evlendik de. Maddi durumumuz da elverişli, neden çocuğumuz olmasın?

Serkan : ya şey.. biz daha yeni evlendik. Bu evliliğin biraz tadını çıkarsak?

Beren : ya evet biliyorum... ama bunu bi düşün tamam mı? Ben hazırım...

Serkan : tamam...

Serkan Beren'i atlatıp uyumaya çalışır... aklı başka bir insandayken Beren'den nasıl çocuk sahibi olabilirdi ki?

Beren : bu arada haftasonu diyetisyenler derneğinin toplantısı var. Ben de katılmayı düşünüyorum

Serkan : tabii git sen

Beren : sen tek sıkılır mısın evde?

Serkan : yok yok sen git

Beren : İzmir'de olacak dolayısıyla ben bu haftasonu yokum

Serkan : tüm haftasonu?

Beren : evet cumadan çıkıcam yola.Murat da gelicek sanırım...

Serkan : gerçekten mi? Bak bu güzel..

Beren : güzel mi?

Serkan : yani şey... sonuçta yalnız olmazsın.. aklım sende kalmaz, yani o açıdan dedim...

Beren : ah aşkım beni merak de mı edermiş?

Serkan : tabii...

Serkan başka birşey söylemeden uyumaya çalışır. Beren de ona sarılıp uyur... Serkan, Eylül'ün kocasıyla uyuduğunu düşününce huzursuz olur, kıskanıyor muydu?

Flashback
Nisan 2000🍃
Eylül, Serkan, Songül ve Güney parktalardı.

Güney : ben artık parka gelmek istemiyorum. Büyüdüm çünkü

Serkan : ben gelirim. Bence güzel, hem bütün arkadaşlarımız burda

Songül : beni sallar mısınız?

Güney : kendi kendine sallanmayı öğrenemedin mi? Bebek!

Songül : öğrenicem

Güney: sen daha bebeksin! Kendi kendine sallanamıyosun bile!

Songül : ben senden küçüğüm tamam mı?

Güney : evet bebeksin daha

Songül : of ben sallanmak istiyorum...

Serkan : tamam istersen ben seni sallarım...

Songül : holey! Gerçekten mi?

Serkan : evet.

Eylül: Serkan ama hani beni sallayacaktın?! Söz vermiştin!

Serkan : şey evet tamam...

Eylül: boşver, sen Songül'ü salla. Ben biraz tahterevalliye binicem.

Serkan Songül'ü sallarken bir yandan tahterevalli sırası bekleyen Eylül'e bakıyordu. Eylül, sırası geldiğinde binmişti, sonra da karşısına da bir çocuk binmişti. Eylül çocukla konuşup bir yandan gülüyordu. Onlar zıplayıp güldükçe Serkan sinir oluyordu. En sonunda Songül'ü sallamayı bırakıp tahterevallinin başına gider ve Eylül'ü ordan kaldırmaya çalışır...

Serkan: Eylül, salıncak boş, hadi gel seni sallıyım

Eylül: istemiyorum. Hem biz Batuhanla tahterevallide çok eğleniyoruz

Serkan : ben seni çok sallıcam ama, en yukarıya.

Eylül: istemiyorum, ben tahterevallide oynamak istiyorum...

Serkan : tamam. O zaman Batuhan kalkar mısın ben de binmek istiyorum.

Batuhan : ya banane! Ben daha yeni bindim!

Serkan : hadi ben bitirince binersin, söz

Batuhan : tamam...

Serkan da tahterevalliye binip Eylülle oynar...

Flashback sonu

Eylül ise evine geldiğinde o öpücüğü düşünüyordu. Bunu yapmaması gerekiyordu çünkü evliydi ve Serkan'a herhangi bir ümit vermek istemiyordu... ama yine de düşünmeden edemiyordu... çocukluktan beri ona aşıktı ve kaçırılmamış olsaydı muhtemelen şuan onlar evli olurdu.

Murat : hayatım ben diyestisyenler derneğinin toplantısına gidicem bu haftasonu... cumadan pazara kadar

Eylül: tamam... ben de anneme giderim

Murat : anneni bulduğundan beri daha az vakit geçirir olduk. Hep onunlasın, arkadaşlarınlasın... hele Serkanın senin çocukluk arkadaşın olduğuna inanamıyorum

Eylül: evet ama hak vermelisin ki o benim annem. Yıllardır görmüyordum.

Murat Eylülün arkasına gelip karısına sarılır ve boynundan öper...

Murat : ama ben seni çok özlüyorum... hem de çok...

Eylül: özür dilerim...

Murat : dileme... şöyle yapalım... sen, annen, arkadaşların ve eşlerini bize davet edelim şu toplantıdan sonra. Hem seni özlememiş olurum hem de sen sizinkilerle vakit geçirirsin. Nasıl fikir?

Eylül: çok iyi olur...