Songül : ne? bastın mı? Ben neden hatırlamıyorum ya? Alt tarafı birkaç yaş küçüğüm sizden
Güney : ya tabii biz okuldaydık, sen daha anaokulundaydın ya, yoktun bizim okulda. Eylül birinci sınıftaydı, biz iki. Mesude teyze, Eylül'ü yalnız bırakmayın, o sizden küçük, ona göz kulak olun, biri üzerse bana söyleyin diye bizi tembihleyince Eylülü hep yanımıza alırdık da o zamanlar bilmezdik ki Serkan kardeşim bunu zaten isteye isteye yapıyormuş...
Serkan güldü...
Eylül: aşk olsun Güney, sen istemiyodun yani... sırf annem istiyo diye mi yanımdaydın?
Güney : herhalde kızım, o zamanlar küçüm sınıflarla takılmayı kimse istemezdi ki...
Eylül: off... inanmıyorum gerçekten...
Böyle demesine rağmen güldü...
Serkan : sen bakma öyle dediğine... başka biri sana laf söylediğinde hiç durmaz seni savunurdu... onunla bir tek ben dalga geçebilirim diyordu
Somgül : te Allahım... ulan Güney...
Güney : neyse işte... hala unutamıyorum, o gün beni ne dövmüştün kardeşim...
Serkan : naapıyım? haketmiştin oğlum, tüm okula yaymıştın... rezil ettin bizi
Songül : ne yaptı yine bu şebek? Gerçi ne yaparsa yapsın şaşırmam herhalde...
Serkan: tüm okula Eylül Serkanı öptü diye bağırmıştı. Herkes de dalga geçmeye başlamıştı...
Songül : eh Güney... sanane oğlum milletin özelinden?
Güney: ne biliyim kızım, o zamanlar öyle düşünmüyodu insan işte. Çocukluk aklı...
Serkan: o dalga geçmeye başlayınca ben de bunu dövdüm, o da bana vuruyodu tabii
Songül : ee sonra?
Güney: sonra hocalar geldi, bizi ayırdı falan... baya payladılar ne oldu falan diye. Sonra bizimkileri çağırdılar, şikayet ettiler, babam bana 1 hafta dışarı çıkma yasağı vermişti
Serkan : ben hatırlamıyorum ama illa ki ceza vermiştir annem
Ertesi Gün 🍃
Bugün Eylül ve Murat'ın boşanma davası vardı. İkisi de avukatlarıyla ordaydı... Murat, Eylül'ün yanına gelir... Serkan sinirlense de birşey demez, Murat'ın aleyhlerine kullanacağı her türlü davranıştan kaçınıyordu, o herkesin gözünde şuan Eylül'ün şuan komiser olan çocukluk arkadaşı sıfatıyla oturuyordu...Murat : vazgeçmedin mi hala Eylül? Sana söylediğim onca şeye rağmen...
Eylül: hayır... seni hayatımda istemiyorum, ne olursa olsun...
Murat : peki... öyle olsun Eylül... oysa ben seni sevdim be
Eylül alayla güler...
Eylül: tabii... eminim öyledir
Murat : peki Eylül... ben söyleyeceğimi söyledim
Eylül: senin yalanlarına da içi boş tehditlerine de karnım tok... senden korkmuyorum, geri adım da atmıyorum...
Murat, Eylül'ün yanındaki Serkan'a bakar, sinirini ondan çıkarmak ister...
Murat : başın sağolsun... Beren'i kaybetmişsin
Serkan: evet... sağol...
Murat : iyi gördüm seni, yani çabuk atlatmışa benziyorsun
Serkan : onunla senden daha az geçmişim olduğu içindir belki de
Murat birşey demeden yerine geçer oturur... Eylül de korkuyla Serkan'a bakar. Serkansa kendinden emin bir şekilde Eylül'e gülümser...
Dava sırasında Eylül hakime herşeyi anlatır. Avukatı da isteklerini sununca hakim düşünür ve bir karara varır. Ve boşanmalarına karar verilmişti. Üstelik Yağmur da Eylülle birlikte kalmıştı...
Eylül mutlu bir şekilde adliyeden çıkar...
Eylül: sonunda Serkan... sonunda bitti. Kızım da benimle.
Serkan: sana demiştim...
Eylül: evet demiştin... yarın gün almaya gider miyiz ?
Serkan: o kadar çabuk mu?
Eylül: evet... ama sen kendini hazır hissetmiyorsan...
Serkan : hayır tabii ki... ben her an hazırım da senin bu kadar çabuk isteyebileceğini tahmin etmemiştim...
Eylül: hayat bu ne olacağı belli olmaz... ömrümüz ne kadarsa eğer, ben mutlu bir aile kurmak istiyorum. Sevdiğim, aşık olduğum insanla beraber uyumak istiyorum...
Serkan: güzelim benim... olacak... hepsi olacak. Bunca zaman aşkı mutluluğu tatmamışsın ama ben sana hepsini yaşatıcam, tabii ki sen de bana...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savrulan Yapraklar ?
Teen Fiction2000 yılında gizemli bir şekilde kaybolan 7 yaşında bir kız çocuğu ve geride bıraktıkları hakkında...