Serkan birşey demeyince Eylül de duraksar...
Eylül: birşey demedin...
Serkan: şey şaşırdım sadece... sonuçta bunu teklif edip seni buna ikna eden ben olmalıydım. Evlilik teklifi aldım az önce, şoktayım. Böyle birşey beklemiyordum...
Eylül güldü...
Eylül: ee Serkan Özgün, evleniyor musun benimle? Hemen bugün...
Serkan: hımm... düşünmem gerek sanırım. Hayatımın en önemli kararı bu sonuçta... yanlış bir karar vermek istemem...
Serkan sırıtınca Eylül de ona güler...
Serkan : evlenirim... hadi bir an önce halledelim... ama dur bi dakika
Eylül: ne oldu?
Serkan : bunu sana teklif eden ben olmalıydım... neden bu kadar acele ediyorsun? Bilmediğim birşey mi var?
Eylül: şey.. hayır.. sadece biliyorsun işte, kısacık ömür. Zaten bunca yıl kaybetmişiz.. üstelik Beren'in başına gelenler... yani 5 dakika sonra bile ne olacağını bilemediğimiz şu hayatta daha fazla beklemenin anlamı yok bence...
Serkan : haklısın...
İkisi de yolda annelerine haber verirler. Mesude bu işe sevinmiş hemen hazırlıklara başlamıştı... Eylül ve Serkan da yanlarına gelince hoca nikahı kıyar...
Mesude : çok iyi düşünmüşsünüz
Nazan: hayırlı olsun çocuklar...
Eylül : sağolun...
Serkan : resmi nikah biraz uzun sürecek ama yapılacak birşey yok
Eylül: en kısa zamanda onu da hallederiz
Eylül yeniden annesine bakar. Mesude daha rahat duruyordu.
Nazan : ev ne durumda? Yerleştirebildiniz mi?
Serkan: az kaldı. Yarın sabah benim evdeki bazı eşyaları taşıyacaklar, onları yerleştiricez, o kadar... çocukların odasıyla yatak odası hazır. Diğerleri yarına kaldı...
Nazan : o zaman bugünden itibaren ordasınız herhalde
Eylül: evet öyle düşündük
Çocuklar ağlamaya başlayınca Nazan onları uyutmak için odaya gider. Bu sırada Mesude konuşmaya başlar...
Mesude : keşke taşınmak için nikahı bekleseydiniz..
Eylül: annecim nikahı kıydık işte... yarın tamamen yerleşmiş olucaz zaten.
Mesude : evet ama sonuçta resmî olarak bir nikah yok. Yani hiç korkmuyor musun yarı yolda bırakılmaktan?
Eylül: hayır tabii ki.. Serkan öyle bir insan değil anne, sen de biliyorsun
Serkan : öyle bir şey olmayacak Mesude teyze
Mesude : sen güveniyorsan diyebileceğim birşey yok kızım
Serkan : Mesude teyze, saygısızlık etmem ama seni ben annem yerine koydum, daha Eylül'ü bulmamışken bile ben seni sürekli ziyaret ettim, yalnız bırakmadım, dertleştim. Beni tanıyorsun, nasıl bir insan olduğumu da biliyorsun. Bunları söyleyip Eylüle o kötü günlerini hatırlatmak istemezdim ama Eylül, resmî nikahlı kocası tarafından yüzüstü bırakıldı, aldatıldı. Önemli olan bir kağıt parçası değil de adam olabilmek. Mükemmel bir insanım diyemem, hatalarım var benim de ama böyle birşeyi değer verip sevdiğim, aşık olduğum kadına asla yapmam.
Mesude kafasını sallar, Nazan geldiğinde de konuşma bitmişti...
Nazan : o zaman çocuklar bizde kalsın bugün, siz de yarın işinizi bitirip tamamen yerleşince alırsınız çocukları...
Mesude : ben de bir daha torunumu bu kadar çok göreceğimi sanmıyorum, bu günlük ben bakarım ona.
Eylül: ama...
Mesude : aklın kalmasın annem, iyice yerleşin siz.
Nazanla Mesude onları ikna edince onlar da mecburen eve dönmek durumunda kaldılar... Eylül çocuklar için süt ayırıp Nazan ve Mesudeye bırakır ve eşyalarını toplayıp Serkanla arabaya biner...
Serkan : önce birşeyler yiyelim mi? Evde hiçbirşey yok çünkü. Sonra kahvaltılık birşeyler de alalım. Ya da sabah dışarıda da yapabiliriz kahvaltıyı
Eylül: yok, evde yaparız. Yemekten sonra hastaneye gidelim, şu raporu bir an önce elime almak istiyorum.
Serkan : tamam... onu da alalım
Hastaneye uğrayıp hamile olmadığına dair raporu da aldıktan sonra eve dönerler..
Eylül: kaldık yine baş başa... ne vardı çocukları da alıp gelseydik sanki...
Serkan: fena mı oldu? Sonuçta yeni evli bir çiftiz
Eylül: akıllarınca yalnız bırakmak istediler, bir bahaneler bir bahaneler... sanki anlamadık
Serkan : Mesude teyze bile bunun için kıvrandıysa zorlamanın anlamı yoktu...
Eylül: evet... haklısın sanırım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savrulan Yapraklar ?
Teen Fiction2000 yılında gizemli bir şekilde kaybolan 7 yaşında bir kız çocuğu ve geride bıraktıkları hakkında...