Serkan : pişmanlık mı? Ne konuda? Sana karşı fark etmeden bir yanlışım mı oldu Eylül?
Eylül: hayır tabii ki saçmalama... sadece... hani sana Beren ile evlen demiştim ya, keşke evlenme deseydim, keşke Murat'ı seninle aldatıp boşanma davası açsaydım... sana çok geç kavuştum...
Serkan: ama o zaman Murat, bunu kullanış Yağmur'u rahatlıkla senden alırdı. Sen de onsuz yapamazsın...
Eylül : evet... doğru, haklısın...
Serkan: en azından yarın sabaha kadar herşeyi bir kenara bırak olur mu? Ben karıma sarılıp sohbet ederek uykumun gelmesini bekleyip, onun benden önce uyuduğunu farkedince biraz onu uykuluyken izleyip öyle uyumak istiyorum...
Eylül: her seferinde bu kadar güzel konuşmayı nasıl beceriyorsun?
Serkan : konu sen olunca kendiliğinden oluyor...
Eylül üzerini değiştirip yatağa Serkanın yanına yatar. Kollarını ona dolayıp sarılırak Serkanın göğsüne yatar..
Serkan: hayalin ne Eylül? Yapmak isteyip de yapamadığın birşey oldu mu? Mesela gitmek isteyip gidemediğin bir yer, ya da almak isteyip de alamadığın birşey... gerçi Murat zengindi, her türlü şeyi alabilmişsindir...
Eylül: istediğim herşeye sahibim ben. Tek istediğim bunun devamının gelmesi. Ailemi bir arada istiyorum Serkan... tek hayalim bu, hep beraber olmamız, eksilmemiz, artmamız...
Serkan: istediğin hiç mi bir şey yok? İçinde kalan birşey...
Eylül: yok.. bir düşüneyim...
Serkan: düşün...
Eylül: aslında yapamadığım, içimde kalan birşey var..
Serkan: ne peki? Beraber yapalım...
Eylül: zaten anca birlikte yapabiliriz...
Serkan: ne peki? Yoksa bebek mi?
Eylül bunun üzerine kahkaha atar... Serkan da onun öyle kahkahalarla güldüğünü görünce önce şaşırdı ama sonra güldü...
Serkan: kahkahanı duymayı özlemişim... çok güzel gülüyorsun. Sen hep ağız dolusu gülmelisin. Ağlamak, mutsuz olmak sana hiç yakışmıyor
Eylül kocasına gülümsedi...
Serkan : ee sorumu cevaplamadın... gerçi ben bunun için biraz erken ol-...
Eylül: bebek... yani evet o da var tabii. Yağmurla Rüzgara bir kardeş, senden, sevdiğim adamdan bir çocuğum olmasını her şeyden çok istiyorum ama henüz değil...yani dava sonuçlansın, Yağmur iyileşsin, başımızdan tüm bu belalar kalksın, ondan sonra... onlar mükemmel birer abi ve abla olurlar...
Serkan: ben de aynen böyle düşünüyorum... o zaman yapmak istediğin neydi? Yarın boşum, eğer bir günde yapılabilecek bir şeyse yarın yapalım. Ama hazırlık ve seyahat gerektiriyorsa bana söyle, ben her şeyi ayarlamaya çalışırım, uzun bir izne çıktığımda da istediğini yaparız
Eylül: hayır hayır, ben her şeyi ayarlarım, ufak bir hazırlık gerektiriyor ama yarın olur...
Serkan: merak ettim, söylesene. Çocuklarla mı ilgili?
Eylül: sürpriz olsun mu?
Serkan: iyi öyle olsun.. sürpriz...
Eylül sabah erkenden kalkıp mutfakta işe girişir. Serkan uyuyordu, çocuklar da öyle. O da bir sürü hazırlık yapıyordu, kek, börek, poğaça, kahvaltılıklar, bir termos ve bardaklar.... Ama Eylül bunları hazırlarken öyle dalmıştı ki, Serkan'ın kucağında Yağmurla mutfağa, yanına kadar geldiğini farketmemişti bile...
Serkan: harika kokuyor, kokusu içeri odaya kadar geldi. Neler yaptın böyle? Kokular beni uyandırdı.
Eylül: dün, han biraz hazırlık yapıcam demiştim ya... erken kalktım, şimdi de neredeyse her şey hazır. Kek fırından çıkacak, onu bekliyorum...
Serkan: ne için hazırlık bu? Ben anlamadım. Özel bir gün falan mıydı bugün?
Eylül: hayır... yapmak isteyip de yapamadığım, içimde kalan bir şey var demiştim ya, bu yüzden seni bir yere götürmek istiyorum, benimle gelir misin?
Serkan: tabii ki gelirim... işim de yok
Eylül: nereye gidiyoruz diye sormadın...
Serkan: ne önemi var ki, yanımda sen olduktan sonra... ben seninle her yere gelirim ki Eylül Özgün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savrulan Yapraklar ?
Teen Fiction2000 yılında gizemli bir şekilde kaybolan 7 yaşında bir kız çocuğu ve geride bıraktıkları hakkında...