Eylülle Serkan yemek yemeye devam ederler ama bu sırada hiç konuşmaz. Uzun bir sessizlik sonrası Eylül sofrayı kaldırmak ister, ama birkaç çatal kaşığı yere düşürmüştü...
Serkan : ah Eylül... hala sakarsın...
Eylül : seneler geçmiş ama sen de gıcıklığından birşey kaybetmemişsin Serkancım...
Serkan güler ve eğilip yere düşenleri almak için Eylüle yardım edeceği sırada Eylül de yere eğilir. İkisi de kalkarkan burun buruna gelmişlerdi. Serkan uzun bir süre Eylüle bakar, tabii Eylül de ona... Eylül bir anda Serkan'ın dudağına ufak bir öpücük kondurur. Ne yaptığını farkedince hemen toparlanıp mutfağa kaçar...
Eylül : Eylül naapıyosun? Kendine gel...
Eylül kendi kendine konuşurken Serkan da hemen mutfağa gelir...
Serkan : hem beni öpüp hem de böyle kaçamazsın Eylül...
Eylül: şey ben...
Serkan : ben evli bir adamım... beni öptün!
Eylül : bir anlık birşeydi... özür dilerim, olmamalıydı...
Serkan : bunun doğru olmadığını sen de biliyorsun..
Eylül : ben eve gitsem iyi olacak artık...
Serkan: kendini kandırıyorsun
Eylül: ben çıkıyorum
Serkan : ben bırakabilirim...
Eylül : gerek yok, hem ben arabayla geldim zaten...
O sırada Mesude de gelmiş, veda edip evden çıkmışlardı. İkisi de evlerine gitmişlerdi.
Songül, anne ve babasının ölüm yıldönümü için mutfakta helva kavuruyordu. Güney de yanına gelmişti...
Güney : yardım ister misin?
Songül : yok bitti.
Songül, tencereyi ocaktan alıp kaselere pay ederken bile ağlamaya başlamıştı. Güney onun ağlamaya başladığını görünce tencereyi elinden alıp tezgaha bırakır ve karısına sarılır...
Songül : onları çok özlüyorum Güney
Güney : biliyorum
Songül : babamla çok anlaşamazdık ama özledim Güney.. çok özledim onları
Güney : tabii ki özleyeceksin, annenle baban senin onlar
Songül : çok erken oldu... onlar yaşayacaktı, evlendiğimi göreceklerdi, ilerde torunlarını seveceklerdi...
Güney : çok erken oldu ama kader böyleymiş Songül... ben varım, yanındayım
Songül : biliyorum Güney biliyorum. Sen zaten iyi ki varsın. Sen de olmasan naapardım bilmiyorum.. sen benim ailemsin..
Güney, Songül'ün saçlarından öper...
Songül : beni sakın bırakma tamam mı? Sakın...
Güney : seni bırakmaya asla niyetim yok kıvırcık...
Flashback
Ağustos 2013🍃
Songül'ün üniversitedeki ilk yılı, Güney'in ise üçüncü yılı bitmiş, yeni senelerine başlamak içinse 1 ayları kalmıştı. Yaz tatilinde her gün olduğu gibi o gün de buluşmuşlardı...Güney : ne oldu Songül? Moralin bozuk gibi. Evde bir problem mi oldu?
Songül : klasik şeyler sevgili. Babamla kavga ettik yine.
Güney : neden ki? Yine ne oldu?
Songül : seçtiğim bölüme laf ediyor. Neymiş psikoloji okuyup ne yapacakmışım? Delilerle konuşup ben de deli olacakmışım. Boşuna buraya taşınmışız, mezun olamazmışım, olsam iş bulamazmışım, neden tıp ya da hukuk seçmemişim falan filan. Yine sinirlerimi bozdu anlayacağın...
Güney : istediğin mesleği yapacaksın tabii ki. İstemediğin bölümde okumak işkence olurdu. Bak bana işletme okuyorum ama memnunum, hemen bitecek...
Songül : gel de bunu babama anlat işte...
Güney : valla mı? Gelip anlatayım mı?
Songül : saçmalama. Lafın gelişi söyledim. Birlikte gitsek babam seni öldürür biliyorsun
Güney : öf... ne zaman gidebilicem? Tanıştırıcaksın beni bir gün nasılsa
Songül : ne tanıştırması Güney? Onlar seni, sen de onları biliyorsun zaten
Güney : biliyoruz tabii kızım... öyle mi dedim? Sevgilin olarak yani...
Songül : kız istemede artık sevgili...
Güney : iyi tamam.. naapalım...
Songül bu sırada telefon alır...
Songül : efendim?.. evet benim... ne?! Ne oldu? İyiler mi? Birşey söyleyin noolur.. hayır... tamam tamam ben hemen geliyorum...
Güney : Songül... yüzün bembeyaz oldu. Ne oldu?
Songül : Güney... annem.. babam...
Güney : sakin ol.. ne oldu?
Songül : hastanedelermiş.. kaza.. trafik kazası...
Güney : şişşt.. tamam.. sakin ol, hemen gidiyoruz tamam mı? İyi olacaklar..
Songül : birşey olmaz, ölmezler dimi?
Güney : saçmalama kızım, ne ölmesi
Songül : çok korkuyorum...
Güney : korkma...
Birlikte hastaneye giderler hemen. Ama onlar hastaneye vardığında annesi de babası da çoktan hayatını kaybetmişti...
Flashback sonu
Canım arkadaşım songuncuay bir EySer hikayesi yazıyor, ismi "Bir Ege Hikayesi". Tüm EySercileri o hikayeyi okumaya davet ediyorum. İlginç bir girişi var, neler olacak ben de merak ediyorum🙊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savrulan Yapraklar ?
Dla nastolatków2000 yılında gizemli bir şekilde kaybolan 7 yaşında bir kız çocuğu ve geride bıraktıkları hakkında...