Nazan : bu nasıl baba? Hem de böyle bir zamanda... avukat bey, bu söylediklerinizi kulaklarınız duyuyor mu? Hayır yani anlayamıyorum, böyle bir zamanda... kızı hastayken onu annesinden ayırmaya mı çalışıyor?
Avukat : pardon hanımefendi ama müvekkilim son derece adil davranarak böyle bir zamanda kızını annesinden ayırma niyetinde değil, olmamıştır da. Daha en son görüş gününde, kendi günü olmasına rağmen, kızını annesinden ayırmamıştır.
Nazan : zorla! Zorla kızımı evine kapattı!
Avukat : mücekkilimi adam kaçırmakla mı suçluyorsunuz hanımefendi? Eğer öyleyse bu büyük bir itham
Eylül: kaçırmadı, zorla da olmadı, ama bana iki seçenek sundu. Ya davada söylenen gibi alıp gidecekti, ya da beni de evinde ağarlayacaktı. Evli olduğumu bile bile, böyle bir durumda kızımı yalnız bırakmayacağımı bildiğinden beni evine kapatmış oldu.
Avukat : ama sonuçta kendi hür iradenizle gittiniz
Eylül: evet...
Avukat : o zaman adam kaçırma durumu söz konusu değil...
Eylül: bakın avukat bey, Murat ilgisiz bir baba, bunu herkes biliyor. Kızımı almasına izin vermiyorum. Bu yüzden yapmayı düşündüğünüz hiçbir anlaşma umrumda değil.
Avukat : peki, biz elimizdekileri size açıkladık, dava açılacak ve Yağmur bebek babasına kavuşacak hanımefendi.
Eylül: bir dahaki görüşmeyi avukatımla yaparsınız... şimdi izninizle çocuklarımı emzirmem gerekiyor...
Avukat : çocuklarınız... yani Rüzgar Özgün'ü de kastediyorsunuz anladığım kadarıyla
Eylül: evet... o da benim çocuğum...
Avukat : evet, müvekkilimin onunla da ilgili bir husumeti var...
Eylül: pardon? Ben anladığımı sanmıyorum...
Avukat : eşiniz Serkan beyin oğlu Rüzgar Özgünün kimliğinde anne ismi olarak sizin isminiz görünüyormuş, bu yüzden bu karar sizi de ilgilendiriyor...
Eylül: ne ilgilendiriyor anlamadım tam olarak... ne kararı?
Avukat : Murat bey, Rüzgar bebeğin kendi çocuğu olduğunu düşünüyor. Bundan oldukça üzgün ancak onun ve Serkan Özgün'ün eşi Beren Özgün'ün gayriresmi bir ilişkisi olmuş ve Beren hanım hamile kalmış. Bu sebeple Murat bey Rüzgar bebeğin kendi oğlu olduğundan şüpheli...
Nazan : ne?! Saçmalık bu! Düpedüz saçmalık!
Eylül: bu gayriresmi ilişki doğru, ancak bebek Serkan'ın. DNA testi yapıldı ve onaylandı. Başka birşey yoksa...
Avukat : mahkemede görüşürüz Eylül hanım...
Avukat çıkınca Eylül sinirle odanın içinde volta atar...
Eylül: pislik! Nerden bulaştım ben buna...
Nazan : kızım...
Eylül: ne dediğini duymadın mı anne? Baksana şu hale! İkisini de alıcak benden.
Nazan : güzel kızım, Serkan buna izin verir mi? Vermez. Merak etme ne olur... Rüzgar'dan yana bir sıkıntımız yok zaten. Ama Yağmur da annesinde kalıcak tabii ki. El kadar bebeği, öyle kolay kolay babasına vermezler ki güzel kızım... sen içini ferah tut...
Eylül : herşey üst üste geliyor... neden?
Nazan : geçicek hepsi.. hepsi bitecek... Serkan'ı aramamı ister misin?
Eylül: hayır hayır... bırakalım çalışsın. Akşam konuşuruz. Ben onun ayarladığı şu avukatla konuşmak istiyorum aslında. Murat elini çabuk tutuyor belli ki, davayı açmak için gecikmediğine göre... ben de bir an önce bu durumu açıklığa kavuşturmalıyım. Şansımın ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
Nazan : tamam.. ne gerekiyorsa yaparız
Eylül: ben avukatın bürosuna gitsem, sen bakabilir misin çocuklara? Olmadı annemi de çağırabilirim...
Nazan : ben bakarım, ikisi de sessiz sakin çocuklar, bana problem çıkarmıyorlar ki hiç
Eylül: kusura bakma ne olur...
Nazan : torunlarıma bakmama, onlarla ilgilenmeme izin veriyorsun, üstüne bir de özür mü diliyorsun? Haydi sen işine bak. Aklın burda kalmasın, bizim keyfimiz gayet yerinde...
Eylül hazırlanıp, çocukların sütünü hazır edip onları Nazan'a emanet eder ve avukatın bürosuna gider hızla. Karşısında gördüğü bakımlı, güzel giyimli kadına bakar, bir de kendi kıyafetlerine bakar, evden çıkarken buna dikkat bile etmemişti ama berbat görünüyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savrulan Yapraklar ?
Fiksi Remaja2000 yılında gizemli bir şekilde kaybolan 7 yaşında bir kız çocuğu ve geride bıraktıkları hakkında...