87.Bölüm - Saklı Kalanlar

222 35 20
                                    

Arabadalarken Eylül arka koltukta, Yağmurla ilgileniyordu...

Eylül: Yarın araba sana lazım mı? Yağmur'un yarın kontrolü var da, arabayla gitsek daha iyi...

Serkan: ben götürürüm sizi

Eylül: gerek yok, işinden izin alma hiç. Ben giderim annemle.

Serkan: gelicem Eylül... sen bir tuhaf davranıyorsun. Mutlu gibisin, sanki kahkaha atıcak da kendini tutuyormuş gibi bir halin var...

Eylül: yoo...

Serkan: bana söylemediğin bir şey var...

Eylül: hayır yok...

Serkan: ışığın seni fazlasıyla iyi tanıyor sakar kız...

Eylül: hatırlıyorsun...

Serkan : neyi?

Eylül: bana hep sakar kız derdin. Hatırlayacağını düşünmüyordum

Serkan: hatırlıyorum tabii ki. Hep düşüp bir yerlerini yaralıyordun...

Eylül: sen bir kez yaralı dizimi öpmüştün... o gün çok utanmıştım...

Serkan sırıttı...

Serkan: işte daha o zamanlar düşmüştüm sana Eylül... sen kaybolduğunda da... çok zordu. Diğerleri bir kaç gün içinde atlattı ama benim çocukluk travmam oldu bu olay. Her gün gelmeni bekledim. Yine gelecek, o ağacın altında buluşucaz diye düşünüyordum...

Eylül: düşünme bunları... geçti...

Serkan: hep seni düşündüm. Nerdedir, naapıyodur... ben çocuklarımı gözümün önünden ayıramam artık Eylül... baksana dünya çok kötü. Eğer onları da seni kaybettiğim gibi kaybedersem...

Eylül: sen mükemmel bir babasın... Yağmur da Rüzgar da öyle şanslı ki...

Serkan: umarım Rüzgar'a da babalık yapabilirim... ona o kadar alıştım ki...

Eylül: olucak... oğlumuzu beraber kazanıcaz

Serkan: umarım...

Eylül: ayrıca harika bir eşsin. Ben de çok şanslıyım...

Serkan: asıl şanslı olan benim... ne zaman bir yere gitsek, çevredeki erkekler sana bakıyor, beni kıskanıyorlar, çünkü yanımdaki senin gibi doğal ve güzel bir kadın... ve onların içlerinden ne kadar şanslı olduğumu söylediklerinden de eminim

Eylül arka koltuktan uzanıp, araba kullanan Serkanı yanağından öper...

Serkan : şimdi geldik ama konuyu dağıttığını, unuttuğumu sanma, sakladığın her ne ise eve gidince öğrenicem...

Eylül: nasıl hemen de anlıyorsun?

Serkan: hem seni çok iyi tanıyorum hem de ben bir polisim unuttun mu? Yalan söyleyenleri, bir şeyler saklayanları hemen anlarım. Ve hele de bu kişi çocukluktan bildiğim karımsa...

Eylül: kötü bir şey değil... aksine güzel bir şey...

Serkan: hayırdır inşallah...

Eylül: gerçekten kötü değil... sadece bu benim için çok önemli ve söz veriyorum söylicem. Ama yalnız kalmayı bekliyorum... o yüzden sonra konuşuruz olur mu?

Serkan: iyi öyle olsun bakalım... iyi bir şeyse beklerim.. yeter ki kötü birşey olmasın...

Arabadan inerken Serkan kızını kucaklar ve Eylül'ün inmesine yardım eder. Güney ve Songül onları el ele görünce önce şaşırsalar da sonrasında mutlu olmuşlardı...

Güney: nerde kaldınız abi? Geliyoruz dedin ortalıkta yoksunuz... ne o, hasret mi giderdiniz yoksa?

Serkan: sana ne kardeşim?

Güney: neyse hadi geçin içeri...

Songül : ne? Senin haberin var mıydı Güney?! Nasıl ya?! Bana neden söylemedin? Hazırlık yapardım... ikram edecek hiçbir şey yok evde. İnanmıyorum sana...

Güney : yok aşkım hiç gerek yok, hem onlar tokmuş dimi?

Üçü gülünce Songül hiç tepki vermez... bir açıklama bekliyordu...

Güney: hadi sevgili... sen dolaptaki tatlıdan çıkar, dün aldım daha, tazedir hala

Songül : sayende evde bi o var zaten. Hiç haber vermedi bu, haberim yoktu geleceğinizden. Bilseydim bir şeyler hazırlardım...

Eylül: hiç gerek yok... biz marketten bir şeyler aldık zaten...

Songül : ulan Güney... bir de pişkin pişkin söylüyorsun... rezillik...

Eylül: ya Songül, takma. Rahat ol..

Songül : kutlama yemeği olacaktı bu

Eylül: e pastamız varmış işte... pasta yeriz işte...

Songül : mecburen öyle olucak...

Eylül: ee Songül, nasıl, iyi anlaşabildiniz mi Rüzgarla?

Songül : beni bilmem ama Güneyle çok iyi anlaştıkları kesin... bugün de Güney onun altını değiştirirken Rüzgar resmen Güney'in suratına işedi...

Serkan: kardeşim, Rüzgar seni çok sevmiş bakıyorum...

Güney : ya... hem de nasıl, sorma...

Songül : ee Güney, hala çocuk diye tutturuyor musun?

Güney: biraz idrar ve kötü kokulu bir bez beni bu fikrimden vazgeçiremez Songül...

Savrulan Yapraklar ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin