Kapı çalındığında Eylül'ün gözyaşları dinmiş, daha yeni uyumuştu...
Kapıyı Nazan açmıştı, Yağmur yanında bir erkek çocuğu ve bir polis ile tam karşısındaydı...
Nazan : Yağmur! Ah canım benim, iyi misin?
Mesude : Yağmur mu? Yağmur!
Yağmur : anneanne! Babaanne!
Yağmur koşup ikisine de sarılır...
Nazan : iyi misin? Nerdeydin?
Yağmur : annem nerde?
Nazan : odasında, hadi koş sürpriz yap annene... seni gördüğüne çok sevinecek...
Yağmur annesinin odasına gidip annesini uyandırır...
Yağmur : anne! Anne sen de babam gibi uyuyor musun? Bu saatte uyunmaz ki... uyansana
Eylül anında yatağından fırlayıp karşısındaki kızına bakar. Gözlerine inanamamıştı...
Eylül: Yağmur, Yağmur annecim... nasıl geldin buraya?
Eylül, Yağmur'a sımsıkı sarılmıştı, defalarca öpmüştü kızını... hala onun yanında olduğuna inanamıyordu, rüya gibi gelmişti ona. Uyanmaktan korktuğu bir rüya...
Yağmur : Rüzgarla bizi buraya polis abi getirdi...
Eylül: Rüzgar mı? O kim?
Yağmur : evet hani benim kardeşim vardı ya, o. Gel seni onunla tanıştırayım...
Eylül, Yağmur'un elinden tutunca hala evde olan Murat ve sarışın bir çocuk sarılıyordu, bu Rüzgar olmalıydı...
Eylül: Rüzgar...
Murat : hadi oğlum, gidiyoruz..
Eylül: bi dakika gidemezsin! Sen, benim çocuğumu kaçırdın, senden şikayetçi olmamı istemiyorsan bana Rüzgar'ı göstereceksin!
Murat : tamam...
Eylül: Ve Serkan'a...
Murat : hayır asla
Eylül: o zaman hemen şikayetçi oluyorum, bak polis burda... sen hapisteyken biz onu zaten bol bol görürüz...
Murat mecburen kafasını salladı, onaylamaktan başka çaresi yoktu...
Eylül, Rüzgar'ın elini tutup onunla tanışır...
Eylül: Serkan gelsin, o da tanışsın...
Yağmur : anne babam uyuyordu...
Eylül: ne? Nerde?
Yağmur : iki abinin bizi götürdüğü yere geldi babam. Sonra orda yerde uyuyakaldı, uyandırmak istedim ama uyanmadı, babam gündüz hiç uyumazdı...
Eylül: uyanmadı mı? Nerde peki şimdi?
Yağmur : hayır, iki tane abi ile bir abla onu taşıyıp götürdüler... ama nerde bilmiyorum...
Eylül, anında onları buraya getiren polise döndü..
Eylül: bu ne demek oluyor?
Polis, Eylül'ü çocuklardan uzaklaştırıp kenarda konuşur...
Polis: amirimle gittiğimiz operasyonda şans eseri Yağmur'u bulduk. Amirim adamların birinin peşindeyken vuruldu. Hastaneye kaldırıldı.
Eylül: öldü mü? Ölmedi dimi?
Polis : ne yazık ki bir bilgim yok.
Polis konuşmaya devam ediyordu ama Eylül'ün onu duyuyor gibi bir hali yoktu...
Polis : Ben çocukları merkeze götürmek için görevlendirildim. Yağmur'u bildiğimizden eve getirmek istedik, diğerlerinin kimliklerini tespit edecektik merkezde. Ama Yağmur yanındaki çocuk için kardeşim dediğinde şaşırdık, amirimin de tek çocuğu olduğunu bildiğimizden onu da buraya getirdik, siz kim olduğunu söylersiniz diye ama, zaten babası da burdaymış..
Eylül: hangi hastanede?
Eylül hastaneyi öğrenir öğrenmez Serkanı görmeye gitti ama Serkan çoktan ameliyata alınmıştı... Nazan ve Mesude de Işık ve Yağmur'u yanlarına alıp Eylül'ün peşinden hastaneye gelmişti...
Doktor çıkar çıkmaz Eylül yanına gitti...
Eylül: doktor bey, eşimin durumu nasıl?
Doktor : buraya geldiğinde çok kan kaybetmişti. Kurşunu çıkartmayı başardık, şimdilik beklicez...
Eylül: ben de doktorum, benimle açık konuşun. Durumu ne?
Doktor : bakın, kurşun eşinizin karaciğerine çok zarar vermiş, zorlukla çıkarttık. Bildiğiniz gibi artık bekleyip takip etmekten başka çaremiz yok.
Eylül ağlayıp sandalyeye çöker... onu kaybetmeye dayanamazdı...
Eylül: bırakma beni Serkan... bırakma.,,
Doktor gitmeden önce Eylül tekrar ona seslenir...
Eylül: peki görebilir miyim?
Doktor : yoğun bakıma alıyoruz
Eylül: lütfen.. beş dakika...
Doktor : tamam çok kısa...
Eylül, yoğun bakıma girmişti, karşısında öylece yatan Serkan'ı görünce gözyaşlarına hakim olamadı... yatağın üzerindeki elini tuttu..
Eylül: Serkan... ışığım bak ben geldim... noolur Serkan ne olur beni bırakma.. bizi bırakma. Bak Yağmur da bulundu, Işık'ımız da sağlıklı, biz dört kişilik bir aile olucaz artık. Hem Rüzgar'la da tanıştım, sen de tanışacaksın. Daha çok güzel günlerimiz olacak bizim. Ne olur bizi bırakma... Yağmur'un babişkosuna ihtiyacı var, ben de ışığıma ihtiyacım var... uyan da elimi tut sıkıca, herkese inat çok mutlu olalım Serkan.. lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savrulan Yapraklar ?
Teen Fiction2000 yılında gizemli bir şekilde kaybolan 7 yaşında bir kız çocuğu ve geride bıraktıkları hakkında...