65.Bölüm - Tedavi

261 40 7
                                    

Murat, dakikalar sonra Eylül ve Serkan'ın el ele içeri girdiğini gördüğünde morali gözle görülür şekilde bozulmuştu. Onlar tekrardan içeri girip oturduklarında doktor Eda yapılacak herşeyi söyler...

Eylül : Eda sen de biliyorsun, Yağmur'un bir kardeşi bekleyecek kadar zamanı kalmayabilir...

Eda : bu en kötü ihtimal Eylül...

Eylül : evet ama yine de olacakları biliyorum Eda. Zaten bu az önce söylediğin şey mümkün değil. Eğer durum zaten bu kadar ağırsa bu 10 aylık süreci kaldıramaz Yağmur. Zaten ben de o psikolojiyle bırak hamile kalmayı, bir çocuğa bakabileceğimi de sanmıyorum...

Eda : zor bir durum, kabul ediyorum, herkes böyle birşeyi kaldıramaz, haklısın...

Murat : Eylül...

Eylül : burası yeri değil Murat, sonra...

Eda : tamam, o zaman şimdilik en ufak dozlarda ilaç tedavisine başlayalım, sonra nasıl ilerlediğine bakarız.

Eylül kafasını sallar...

Odadan çıktıklarında Murat, Serkan'ın üzerine yürür...

Murat : senin yüzünden! Senin yüzünden eğer ona birşey olursa seni affetmem Serkan!

Serkan : ne?! ben birşey yapmadım! Ben ona ne yapabilirim?!

Murat : ulan kızımın bir kardeşe ihtiyacı var. Sen ne yaptın ne ettin, Eylül'ü ikna ettin, şimdi kızımın hayatı tehlikede. Mutlu musun?

Serkan : Ne?! Murat, o benim de kızım. Ayrıca Murat, ben tamamen Eylüle bıraktım bu kararı. Seni istemeyen, senden çocuk istemeyen, senden tiksinen o.

Murat : bırak ya...

Eylül: Serkan doğru söylüyor Murat. Açıkçası sana tahammülüm dahi yok. Yağmur olmasaydı se-....

Murat : Yağmur olmasaydı hala evli ve mutlu bir çift olurduk Eylül...

Eylül: bunu gerçekten düşünüyor musun?

Akşama kadar hastanede kalırlar.

Eylül : saat 8, bu haftalık senin işin bitti Murat, kızıma bakma sırası bende. Sen gidebilirsin artık...

Murat : şey aslında ben... ben kalmak istiyorum

Eylül: buna hiç gerek yok. Serkan zaten burda, yani anlayacağın sana ihtiyacımız yok Murat

Murat : Duru, ben kendi günümde, o kısıtlı iki günde sana gelmen için izin verdim. Vermedim mi?

Eylül: evet verdim ama...

Murat : o zaman bu demek oluyor ki sen de bana izin vermelisin...

Eylül: ne?! Ben gelmek istedim çünkü sen ilgisiz bir babasın, çocuğunu bakıcıya bırakıp gidiyorsun. Naapabilirim ki? Hasta çocuğumu bakıcıya bırakamazdım, senden izin istemememin tek sebebi buydu, sen de biliyorsun.

Murat : ben ilgisiz bir baba değilim.

Eylül: ya... tabi tabii

Murat : Duru...

Eylül: Duru değil Eylül. Ayrıca 2 hafta sonra görüşürüz... sen çocuğunu hiç istemedin, iki hafta onu görmemen sana koymaz eminim ki...

Murat : görüşürüz Eylül...

Murat gittiğinde Serkan da Eylül de rahatlamıştı. Yağmur'u alıp, yolda Rüzgar'ı almaya uğrayıp eve gelirler..

Eylül: sonunda ev...

Serkan : gerçekten de öyle... özledin mi?

Eylül: fazlasıyla özledim... sizi de çok özledim evimin erkekleri...

Serkan: yemek ister misin?

Eylül: aç değilim... ee anlatacak mısın, dün akşam...

Serkan: ah evet o mesele... o kadın avukattı, benim tanıdığım bir avukat ve işinde çok başarılı. Velayet davası açılırsa sana yardımcı olmasını rica ettim, o da kabul etti. O işinde gerçekten çok başarılı. Onunla bu konuyu konuşmak için buluştum. Kabul ettiğine göre, artık tüm işi seninle olacak...

Eylül: inanamıyorum Serkan...

Serkan: ne nooldu ki?

Eylül: inanamıyorum... sen tüm işinin gücünün arasında bir de bununla mı uğraştın gerçekten? Yani benim dava işlerimle...

Serkan: büyük birşey değil, bir arkadaştan iyilik istedim o kadar

Eylül: hayır bu kesinlikle büyütülecek birşey Serkan...

Serkan: eğer başka bir avukat istersen...

Eylül: hayır.. hayır tabii ki

Eylül'ün suratı düşer...

Eylül: Serkan... ben galiba seni haketmiyorum...

Savrulan Yapraklar ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin