Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,
Bazılarınızın da bildiği üzere, uzun zamandır hem Sadakatsiz hem de Maça Kızı 8 ile beraber yürüttüğüm yoğun bir mesaideyim. Fakat bu ara bazı başka şeyler de yaşıyorum ve zamanı asla yetiremediğim için, bölüm günlerimizle alakalı ufak bir değişikliğe gitmek durumundayım:
Bundan böyle, Maça Kızı 8'i iki haftada bir yayınlayacağım.
Bir sonraki bölüm tarihimiz, 19 Kasım 2021.
İki haftada bir Cuma günleri, beraber olmaya devam edeceğiz.
Sizleri seviyorum ve anlayışınıza sığınıyorum.
Kalp.
♠️
Aslında Bora'yla el ele yürümek yerine, ona kızmam, bağırmam çağırmam gerekirdi. Ablasıyla yaptığı gibi, benim de onunla yüzleşmem gerekirdi. Sonu nereye varırsa varsın kavga etmem gerekirdi ama ben tüm bunlar yerine onunla el ele yürüyordum. Odamıza gidelim, sıcacık bir banyo yapalım, sonra da beraber uyuyalım istiyordum.
Çünkü, dört yıl önce bugün, 11 Mart'ta onun da bana söylediği gibi, bugün ona kızasım yoktu.
Aksine, bugün onu sadece sevesim, çok sevesim, bağrıma basasım ve kokusu burnumdayken, kalbinin üstünde yatasım vardı.
Konağın kapısından içeriye girdiğimizde, Bahar ve Sergio'nun arasında oturan Leo fırladı ve annesine doğru koştu. "Anne sana n'oldu?!" dedi, şaşkınlıkla. Annie'nin tepeden tırnağa çamura bulanmasını yadırgadığı her halinden belliydi. Bakışları Bora'ya çevrildi. Onun da annesinden bir farkının olmadığını görünce kaşlarını çattı. Benim pantolonum da çamurdan nasibini aldığından, "N'aptınız siz?" diye sordu.
Bora ise Leo'ya herhangi bir cevap vermeden, "Senin köye gelmemen gerekiyordu?" dedi Sergio'ya. Bahar'a üstten, burada Sergio ile oturmasından hoşlanmadığı belli bir bakış attı. "Kardeşin nerede?"
"Abisiyle," dedi Çınar Akbulut, ayağa kalkarken. "Leo'nun yanında da tanıdığı birinin olması gerekiyordu..."
"Arabayı hazırlayın," dedi Bora, kapının önündeki adamlara. Beyza'ya döndü. "Eşyalarınızı alın, arabaya binin."
"Nereye gidiyoruz?" diye sordu Beyza, şaşkınlıkla.
Bora, ablasının sorusunu da duymazdan geldi. "Aydın beni beklesin!" dedi, Çınar'a. İşaret parmağını kaldırdı. "Kardeşin de! Burada beni beklesinler!"
Leo, Bora'nın ne dediğini anlamıyordu ama mimiklerini ve hareketlerini okuyabiliyor, okuyabildiği şeylerden de hoşlanmıyordu. Annesi ise bana bakıyordu, ne yapması gerektiğini sorar gibi. Bilmiyordum. Artık ben de ne yapılması gerektiğini bilmiyordum. Biraz olsun sakinleştiğini sandığım Bora, yine pimi çekilmiş bomba gibi davranıyordu ve ben doğru olanın ne olduğunu bilemeyecek kadar gergin hissediyordum.
"Gidip eşyalarınızı alsana!" diye bağırdı Bora, Beyza'ya.
"Sesinin tınısına dikkat et!" diye bağırdı Leo, Bora'ya.
"Bebeğim tamam," dedi Annie, hızla. Eğildi ve oğlunun saçlarını okşadı. "Sorun yok..."
"Anne neden sana bağırıp duruyor herkes?!" dedi Leo, sertçe. Ellerini annesinin omzuna koydu. "Gidelim buradan!"
"Gidiyoruz," dedi Annie, sıcacık bir ifadeyle. Bakışları Bora'yı bulup yeniden oğluna çevrildi. "Bekle burada, hemen geliyorum Leo."
Beyza ayağa kalktı, odasına doğru ilerleyecekken, Begüm dışarı çıkmıştı. İki kardeşin yeniden göz göze gelişi hem özlem hem de nefret yüklüydü. Beyza durmadan dümdüz içeri ilerlerken, Begüm bizim yanımıza geldi. Abisini baştan aşağı süzerken, alaylı bir tavırla, "Mezarlıktan mı geliyorsun?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maça Kızı 8
General Fiction"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUN...