Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. 🎈🙏🏻
Uzunca bir bölümle geldim. 🐥
İki hafta boyunca durmaksızın yaptığınız yorumlar, attığınız tweetler, paylaştığınız postlar, storyler, yaptığınız editler, gönderdiğiniz mesajlar... Desteğiniz ve varlığınız için, çok teşekkür ederim. Sizi çok seviyorum. Kocaman sarıldım hepinize.
Yorumlarda olacağım, buluşalım. 💛
♠️
"Benimle neden görüşmek istedin Kara?"
"Poker oynarız diye düşündüm," dedi Bora. Benjamin'in kaşları çatılırken, vişne-soda kokteylimden bir yudum almıştım. "Tabii bu da değil sadece. Sana sormak istediğim, önemli bir şey de var."
"Sor?" dedi Benjamin.
Bora derin bir nefes verdi. Sigarasını söndürdü. Viskisini kafasına dikti. Bakışlarını Benjamin'in ondan ayrılmayan gözlerine merakla dikti. Ve doğru duyup duymadığımı sorguladığım, o cümleyi kurdu: "Bizim yatı, içinde biz varken patlatmak için kaç para istiyorsun?"
Benjamin büyük, duyduğuna inanamaz ve bundan daha komik bir şey duymamışçasına bir kahkaha atarken, ben fal taşı misali açılan gözlerimle, Bora'ya bakakalmıştım. Bora'nın bakışları bana çevrildi. Gece kadar kara olan gözlerinde can alıcı hinlikte bir ifade vardı. Benjamin hızını alamayıp bir kahkaha daha patlatınca, Bora'nın gözleri yeniden onu bulmuştu.
"Affedersin," dedi Benjamin, Bora'yla göz göze geldiğinde. "Kendimi tutamıyorum!"
Bora omuz silkti. "Sorun değil," dedi, rahat bir tavırla. "Sana o kadar büyük bir fırsat sunuyorum ki... Bu senin başına geldiği için, elbette ki mutlu olacaksın. İstediğin kadar gülebilirsin..."
Benjamin derin bir nefes verdi. "Kara," dedi. Başını iki yana salladı. "Karınla birlikte ölmek istiyorsanız, birbirinizin kafasına sıkın. Beni niye karıştırıyorsunuz?"
"Sen de ucuz aksiyon filmleri seviyorsun herhalde?" diye sorarken, Bora'nın yüzü buruşmuştu. "Ölmek isteseydik, bir arabaya binip arabayı uçuruma sürerdik; birbirimizin kafasına sıkmak ne?"
Benjamin ciddileşirken, nihayet ölmek gibi bir niyetimizin olmadığını anlamış olmalıydı. "Ölmek istemiyorsanız... Amacın ne?"
Bora, kendisine bir sigara yakarken arkasına yaslandı. "Bilinmezlik..." dedi. Dudaklarım hayretle açılırken, Benjamin'den farksız bir şaşkınlığa sahiptim. "Benim hikâyemin finaline yakışan, tam olarak bu. Muğlak bir son. Çünkü Kara, kestirilemez... Varlığı ya da yokluğu gibi, ölümü ve yaşamı da..." Gülümsedi. "Gecenin içinde Le Pique patlar ve yatın enkazı, Riviera'nın karanlık sularına gömülür."
"Şaibeli bir ölüm mü istiyorsun?" diye sordu Benjamin, merakla.
"Cık," dedi Bora. Gülümsedi. "Herkes öldüğümüzü düşünecek. Herkes. Çünkü yattaydık. Yatta olduğumuza dair onlarca şahit olacak. Yattaydık, açıldık... Ama cesedimize hiçbir zaman ulaşılamayacak. Öte yandan, çoğu kişisel eşyamız... Mesela suyun içinde bulunan alyanslarımız bile, öldüğümüzü kanıtlayacak." Güldü. "Çünkü Kara... Alyansını asla çıkarmaz. Bundan herkes şüphe etse bile, biri var ki, asla şüphe etmez. O da İstihbarat'ta hatırı sayılır biri."
Bora, muhtemelen, hiç kimse'den bahsediyordu ama benim alyansımı çıkartıp suya karışmasına göz yumacağımı zannediyorsa, tamamen yanılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maça Kızı 8
General Fiction"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUN...