10.Bölüm

902K 51.4K 60K
                                    

Maça Kızı 8, yola çıktıktan bir hafta sonra Genel Kurgu içinde 218. olarak listeye girdi ve 9 Haziran itibariyle 132.sıraya yükseldi! Umarım yolumuz açık olur ve gitgide yükseliriz. Yorumlarınız, oylarınız ve ilginiz için çok teşekkür ederim... Hafta sonu sürprizi! ⭐️

♠️

Etraf hala karanlıktı. Saat gecenin bir yarısıydı, 1:41'di. Yalnızca 5 saat falan uyumuştum ama yine de uykumu almış gibi hissediyordum. Tüm gün, gelenden gidenden ve özellikle ELİF'TEN DOLAYI hiçbir şey yiyemediğimi hatırlatan karnımın guruldusuna daha fazla dayanamayıp odadan çıktım.

Bora da uyuyor olmalıydı. O yüzden, koridorun ışığını açmamakta fayda vardı, kapısının altından sızacak ışık belki onu uyandırabilirdi. Mutfağa indiğimde, kendime bir sandwich hazırlayıp, iştahla yedim. Ben yeniden uyurum zannetsem de gözlerim daha çok açılmış, beynim yeni bir günü karşılıyor gibiydi. Aklım, Bora'nın çalışma odasında gördüğüm dvd'lere kaydığında, film izlemeye karar verdim ama oraya giremezdim. Bildiğin usülden şaşma Naz! Aç dizüstü bilgisayarını, internetten izle.

Film izlerken bir şeyler atıştırmak en sevdiğim şeydi; tekrardan buzdolabına yöneldim. Dolapta bulduğum vişneli pasta beni kocaman gülümsetirken, kendime bir servis hazırlayıp, bir bardak da su alıp terasa çıkmaya karar verdim. En nihayetinde sigara içerek film izlemek gibisi yoktu. Üstelik Mart ayında olmamıza rağmen, hava güzeldi, tatlı bir esinti vardı. Karanlıkta zor da olsa terasa ulaşmayı başarmıştım, vişneli pastamla suyu sehpanın üzerine bıraktım.

Ardından odama doğru ilerledim; kucağıma laptop, şarj aleti ve telefonumu yerleştirdikten sonra karanlık koridorda yolumu bulmaya çalıştım. Laptopun kablosu yere değiyor ve küçük bir tıkırtı yaratıyordu. İlerlemeyi bırakıp, kabloyu kendime doğru çekmeye çalışırken, tek elimle tuttuğum laptopun dengesini bozmuş, telefonumu yere düşürmüştüm; çıkan sesten korkup yerimde sıçradığımda laptop da yeri boylamıştı.

Koridorun ortasında, gecenin sessizliğinde bomba patlamış gibi çıkan ses karşılığında gözlerimi sımsıkı yumarak çakılı kalmıştım. Fakat, daha da korkutucu bir sesin duvarlara çarpmasıyla gözlerimi dehşetle açtım.

"KIPIRDAMA!"

"Benim..." dedim korkarak, ardından ışıklar açıldı. Bora, sinirden deliye dönmüş gözleriyle bana bakıyordu. Onu ilk defa eşofmanla görüyordum, üstelik üzerinde hiçbir şey yoktu. Kusursuz bir vücuda sahipti. Göğüs kaslarından karın kaslarına, oradan kol kaslarına ve beli normalden biraz düşük eşofmanın biraz üzerinden sergilenen adonislerine saniyelik bakışlar gönderdim. Omuzlarının genişliğini ilk defa bu kadar net görüyordum, köprücük kemikleri aklımı başımdan almaya yeterken yutkunmuştum. Allah, özenerek yaratmak konusunda Bora Karabey'e torpil geçmiş gibiydi. İş adamı ya da mafya değil de model olsaymışsın, yine de çok paralar kazanıp zengin olurmuşsun Bora'cım, maşallah!

"NİYE IŞIĞI AÇMIYORSUN?" dedi. Demedi. Bağırdı.

"Ben... Kapının altından ışık sızar da uyandırırım sandım seni... 'Uyandırılmayı sevmem.' demiştin." dedim mahçup çıkan bir sesle. Sanki şimdi kendiliğinden uyanmıştı da benimle alakası yoktu. Sakın vücuduna bakma Naz, gözlerinin içine bak. O gözler kaymayacak! "Hırsız mı sandın?" dedim daha da mahçup çıkmıştı sesim.

"Bu eve hırsız giremez Nazlı. Daha tehlikeli bir şey sandım. Yalnız yaşamıyorum artık." dedi, sitemle. Kısa bir süre gözlerimin içine baktı ve bana doğru ilerledi. Eğildiğinde, beline sıkıştırdığı silahın kabzasını görmek endişesinin ciddiyetiyle yüzleşmemi sağlamıştı. Yere düşürdüğüm laptop ve telefonu yerden kaldırdı.

Maça Kızı 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin