21.Bölüm

892K 46.9K 45.6K
                                    

Ve Maça Kızı 8, Genel Kurgu içinde 41.sırada. Hepinize çok teşekkür ederim. Sevgiler, iyi bayramlar! 🙏🏻☘️

♠️

Altı çeşit meze hazırlamıştık. Barbekünün üzerinde pişen balıkları da verandadaki masaya Gökhan'la taşıdıktan sonra, Bora buzdolabındaki rakıyı çıkarmak üzere mutfağa gitmişti. Biraz evvel yaptığım şeyden deli gibi utanıyor, Hande ile göz göze gelemiyordum. Bora, yeniden masaya geldiğinde, baş köşeyi nedenini anlamadığım bir şekilde Eren'e bırakmış ve benimle yan yana Eren'le aramda kendisi olacak şekilde oturmuştu. Karşımızda da Gökhan ve Hande vardı. Havuzu izleme bahanesiyle, kaçamak bakışlarımı Hande'ye yönlendirmeye başlamıştım.

"Naz'ın da olayı budur işte. Yapar yapar, sonra pişman olur. Özür dilemesine, dört dakika kırk bir saniye kaldı." dedi Hande, alaycı bir şekilde. Yüzümü buruşturup, onu taklit ettiğimde Eren, Hande ve Gökhan kahkaha attılar.

"Bunlar hep böyleler Bora he! Sen gittiğinden beri bu dırdırları çekiyorum." dedi Gökhan, gülümseyerek. Bora'nın dudakları hafifçe yukarı doğru kıvrılmış, yüzünde silik bir gülümseme oluşmuştu.

"Vallahi ben de senelerdir çekiyorum. Kedi ve köpek gibiler hep. Birbirlerinden nefret ettiklerini düşünüyorum ama çok saçma geliyor kulağa. Yedikleri içtikleri birdir yıllardır." dedi Eren, gülümseyerek.

"Aman Naz'ın kedi köpek gibi olmadığı kim var? Anıl'la bile öyle o. Henüz toplum içinde uysal olduğunu görebilen olmadı." dedi Hande, gülümseyerek. Cümlesiyle boğazıma eşsiz bir yumru oturmuştu. Eren'in yüzü düşmüş, Hande de bana pot kırmışcasına mahçup bakmaya başlamıştı. Bora, rakısından büyük bir yudum aldı.

"Anıl, bizim Naz'la eski arkadaşımız." dedi Eren, muhattabı Bora'ydı.

"Biliyorum." dedi Bora, masanın üzerindeki elimi tutarak. Eren'e bakıyordu. Eren'in bakışları ise, Bora'nın neyi ne kadar bildiğini ölçmek ister gibiydi.

"Anladım." dedi Eren, beş saniye sonra. Uzatmamayı seçmişti.

"Neye içiyoruz?" dedim, gülümsemeye çalışarak. Bora, bakışlarını benimle buluşturmuş, tebessüm etmişti. Oyunun içinde miyiz, gerçek mi bunlar Naz, nasıl anlayacağız?

"Size içelim!" dedi Eren, gülümseyerek. Kadehini ortaya uzatmıştı. Rakılarımızdan birer yudum alırken, Bora tuttuğu elimi hâlâ bırakmamıştı. Sağ elim eli tarafından hapsolduğu için, yemek yiyemiyordum. Yine de bundan şikayetçi miydim, artık kendimi bile okuyamıyordum. "Demek kumarhanede tanıştınız?" dedi Eren, gülümseyerek. Bora başıyla Eren'i onayladığında, Eren devam etti. "Oynar mısın sık?"

"Oynarım. Ama sever misin diye sorarsan, pek sevmem." dedi Bora, şaşırmıştım. Evinin önünde kocaman bir zar heykeli, garajında iskambil destesinin simgeleri, Kıbrıs'ta bir kumarhanesi olan ve üstelik kumarhanelerle ilgilenen bir adam mı kumarı sevmiyordu?

"Sevmediği bir şeyi neden oynar ki insan?" diye sordu Eren, o da şaşırmıştı.

"Bir tür zorunlu hobi diyelim." dedi Bora, yüzü ifadesizdi. Eren'in ya da bir başkasının kendisini okumasını istememesinin sebebi, muhtemelen konudan hoşlanmamasıydı. Ama bu konu kolay kapanmayacak gibiydi.

"Nasıl yani?" diye sordu Eren, Hande de tüm dikkatini bu konuşmaya vermişti.

"Nazlı'yla tanıştığımız casino benim." dedi Bora, bir çırpıda. Doğru mu duymuştum? Kıbrıs'ta kumarhane işletmek legaldi ama Bora'ya ait olduğu bilgisi herkesle paylaşılabilinen bir bilgi miydi? Neden itiraf etmişti bunu?

Maça Kızı 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin