Maça Kızı 8, Genel Kurgu içinde 103.sıraya yükseldi. Bu bölüm "çok içimden geldi" sürprizi... 🌿
♠️
On yedi dakika geçtiğinde, hâlâ Range Rover'a yaslanmış ve kollarım bağlı bir şekilde duruyordum. On dokuzuncu dakikada, çantamdan telefonumu çıkardım ve flashını açıp, etrafa ışık tutarak oturabileceğim bir yer aradım. Tüm arabaların kapıları kilitliydi. Çok güzeldi (!). Farlarını yakma şansım olsaydı da etrafı aydınlatabilseydim.
Range Rover'a yeniden yaslandım. Bora beni tanımıyordu; ona yalvaracağımı zannediyordu. Mutlusundur şimdi Naz... Kızdırdın sonunda adamı. Sebebini bilmesem bile mutluydum gerçekten de, burada olup olmamak umrumda bile değildi; sadece sıkılmak istemiyordum. Sonuçta kafama bugün onu kızdırmayı takmış ve en nihayetinde başarılı olmuştum. İribi timir itmiyi siviyirim! O da beni aptal yerine koyup, bana yalan söylemeseydi. Kerpetenle adam dövdüğünü söylese laf söyleyecektim sanki (!). Sanki söyleyebilirdim.
Yirmi dokuzuncu dakikada burada olmaktan sıkılmaya başlamıştım. Elimdeki telefonun flashının yardımıyla garajın içinde dolaşmaya başladım. Bu sırada kepenkin arkasına yapılmış graffitiler gözüme çarpmıştı. İskambil kağıtları! Tüm kepenki kaplıyorlardı; tamamını göremiyordum ama flashı tuttuğum her iskambil kağıdının, siyah yağlı boya ile boyanmış kepenkin üzerinde, kusursuz ve çok fazla emekle çizildiği belliydi. Acaba kim çizdi bunları Naz? Begüm'ün odasındaki "Begüm Karabey 3" graffitisini yapanla aynı kişi mi?
Kepenkin önünde dümdüz yürürken, spor aletlerinin bulunduğu alana kadar ilerlemiştim. Yeniden arabaların oraya dönecekken, dışarıdan gelen sesler dikkatimi çekti.
"Nerede kaldın oğlum?" diye sormuştu tanımadığım bir erkek sesi.
"Kara şirkette dosya unutmuş, onları aldırmaya yolladı. Şirketteki sekreter birilerini aradı, çok oyaladı beni." diye yanıt verdi kısık sesle, tanımadığım diğer erkek sesi. Sesi oldukça kalındı. Telefonun flashını kapattım.
"Lan tek başıma idare edemem! Üç saat sonra Kozan gelecek! Dönemeyeceksin diye tırstım!" dedi, sesi daha cılız olan.
"Sorun var mı?" diye sordu sesi kalın olan.
"Yok yok. Selim dangalağına söyledim, girişte kalalım biz Ercan'la diye. Zaten Kara aşağıdaki salonda ya, Selim bahçede şimdi. Ama Özgür'ü oyalamak lazım, çakmasın." dedi sesi cılız olan.
"Ulan yakalanırsak var ya Kara bizim ebemizi bile siker!" dedi, sesi kalın olan ve muhtemelen adı Ercan olan adam. Bir de Bora'ya adam öldürdün mü diye soruyorsun Naz! Bunları ben bile ellerimle boğazlarım. Baksana bir iş çeviriyorlar. İyi de Kozan kim?
"Kozan bizi koruyacağına söz verdi ya oğlum. İyi para da verdi. Sorgulama. Evi basacak ama ikimize asla zarar vermeyecek." diye cevap verdi, sesi cılız olan adam.
"Kara'ya yakalanmayalım da... Selim dangalığına ve Özgür malına da dikkat et." dedi sesi kalın olan adam. Ardından yine konuştu. "Gökhan gelmeyecek bu akşam, eminsin di mi?"
"Lan evet! Germesene adamı. Bizim bir haberimiz yokmuş gibi davranacağız. Kapıyı açacağız sadece!" diye, öfkeyle konuştu sesi cılız olan adam.
"Tamam tamam. Kara şimdi aşağıda mı?" diye tedirginlikle sordu, sesi kalın olan adam.
"Evet." dedi, net bir şekilde, sesi cılız olan adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maça Kızı 8
General Fiction"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUN...