Ah Nazlı, seninle yolumuz kesişmeseydi bugün nerede olurdum hiç bilmiyorum... İyi ki zihnime doldun ve yüreğimden taştın! Ben yazarken sen yaşadın, sen yaşarken ben yazdım...
Sen daha kendi evreninde 2017'nin Mayıs ayındasın ama biz senin ikinci kez doğum gününü kutluyoruz, sevenlerinle birlikte.
21 Mayıs 2017'de ilk kez okurlarıyla buluşan Maça Kızı 8'in, belki de en özel bölümünün bugüne, bizim evrenimizde senin doğum gününe denk gelmesi, kelimeleri kifayetsiz bırakıyor. Ve bizim evrenimizde senin doğum gününken, senin kendi evreninde en mutlu günün olması açıkçası benim kafamı çok karıştırıyor.
Görüyor musun, matematik bile kaderin önüne geçemiyor Nazlı!
İyi ki doğdun Nazlı... Farkında bile değilsin ama arkana her gün biraz daha kalabalıklaşan Maça Kızı 8 Ailesi'ni aldın. Kimisine matematiği sevdirdin, kimisini aşkına aşık ettin, kimisine empati yapmanın önemini öğrettin, kimisini ise nazik kalbine hayran bıraktın.
Annesiz ve babasızlığına rağmen, yüreğinde miras taşıdığın yalnızlığa rağmen, bir kardeşin bile olmamasına rağmen, sana sımsıkı sarılmak ve seni hiç bırakmamak isteyen koca yürekli anneler, koca yürekli teyzeler, koca yürekli ablalar ve koca yürekli kardeşler var senin yanında.
Kimi insanları da saya saya, her şeyi taka taka, deniz gözlü çocuk diye diye çıldırtmış olabilirsin ama konumuz iyi özelliklerin sonuçta; seni bizim evrenimizdeki bu doğum gününde örselemeyeceğim!
Ne mutlu sana Nazlı; öyle ya da böyle, birilerinin kalbinde kocaman izler taşıyorsun.
Var ol hep yüreğimde, yüreğimizde. Teşekkür ederim sana; hayatıma kattığın her şey için. Ruha büründüğün, farklılaştığın, sınırsızlaştığın ve kendi dilini kendin yarattığın için.
Hatalarınla, günahlarınla, geçmişin, bugün ve geleceğinle seni çok seviyorum Nazlı.
Nazik kalbinden öperim.
🌻 ∞
♠️
"Geçmiş olsun Selim," dedim, elimdeki bir buket çiçeği başucuna bırakırken. Selim'in ziyaretime mutlu olması gerekirken, bakışlarında yalnızca şaşkınlık vardı ve yattığı yerde fazlasıyla kasılmıştı.
"Neden zahmet ettiniz Nazlı Hanım?" dedi Selim, doğrulmaya çalışırken.
"Kalkma lütfen," dedim, elimi omzuna yerleştirerek. Selim'in gözleri, ben girdiğim an ayağa kalkan Özgür'le, karısı Yasemin'e kaydı.
"Çay kahve bir şeyler alsanıza," dedi Selim, uyarı dolu bir ifadeyle.
"Yok yok gerek yok. Çok kalmayacağım. Sadece seni görmek istedim," dedim, gülümseyerek. "Nasılsın?" diye sordum. Özgür bir sandalyeyi oturmam için yatağın kenarına yerleştirmişti.
"Daha iyiyim taburcu olacağım yarın," dedi Selim.
"Geçmiş olsun," dedim, üzüntülü bir ifadeyle. "Gökhan anlattı o gün... Bora'yla beraber girmişsiniz çatışmaya. Yalnız bırakmamışsın onu marinadan giderken, sana yalnız kalmak istediğini söylemesine rağmen. Sayende kaçırıldığımızı anlamış Gökhan, sen haber vermişsin. O halinle üstelik."
"Siz de iyisiniz, kimseye bir şey yapamadı o şerefsiz ya... Önemli olan bu. Yoksa, aslında Bora Bey'in kaçırılmasına engel olabilmem lazımdı," dedi Selim içten bir tavırla. Kurşun koluna saplandığı için ucuz atlatmıştı fakat hiç yara almamışçasına, Bora'yı koruyamamanın üzüntüsünü taşıyordu. Bora'yı çok seviyor Naz, bunu biliyoruz zaten. "Bora Abi de aradı. Toplantısı varmış, öncesinde gelecekmiş ama planlamadığı şeyler olmuş, yani bir işi çıkmış. Sizin geleceğinizden de bahsetmeyince şaşırdım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maça Kızı 8
General Fiction"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUN...