Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,
150 Milyon'u geride bıraktık!🎉
Ne mutlu, iyi ki!
Instagram'daki, Twitter'daki ve Tiktok'taki kitap paylaşımlarınızı gördükçe çok mutlu oluyorum. Artık ailemiz daha da kocaman oldu ve yepyeni okurlarımız da var aramızda. Her şey için çok teşekkür ederim. Var olun, daima... Sizi çok seviyorum!🌻💛
Artık son'a çok az kala, uzunca bir bölümle geldim... Bölüm yorumlarını anlık takip ediyor olacağım, orada görüşürüz...🙋🏻♀️ Hepinize cevap veremiyorum ama çoğunuzun yorumlarına like atıyorum. Ayyy! En çok interaktif etkileşimimizi özleyeceğim galiba...🥹
♠️
Selim, telefonu açar açmaz telaşla, "Abi!" demişti.
"N'oldu?" diye sordu Bora, merakla.
"Vaziyet çok kötü abi! Mehmet Şahindağ kimseye nefes aldırmıyormuş! Herkesle uğraşıyormuş! Bizim kumarhanelerin hepsi kapanmış! Kapı duvar! Türkiye'de kıyamet kopuyor!"
"Dönüş hazırlıklarına başla," diye emretti Bora. Kulaklarım duyduğu cümleyi anlamakta zorlanırken, "Sara'yla konuş. Otel odasındaki kasada hiçbir şey bırakma. Ekip, dönüş için bir rota hazırlasın hemen," diye devam etmişti.
Selim'le aynı anda konuşmuştuk.
"Bora..."
"Tamamdır abi."
Bora telefonu kapatır kapatmaz, "Lütfen sakin ol..." dedim. Dudakları muhtemelen bana itiraz etmek üzere aralandığında, "Düşünmeden hareket edemeyiz!" diyerek, konuşmasına engel olmuştum. "Kıyametin koptuğunu söyledi, duymadın mı?"
"Kumarhaneler kapanmış..." dedi. Güldü. "Kıyametin koptuğunu söylemese de olurdu, bu cümle her şeyi açıklıyor zaten."
"Ne demek istiyorsun?" diye sordum şaşkınlıkla.
"Ahmet Karabey bu dünyaya girdiğinden beri, onlarca kumarhane açtığından beri, Şahindağ'larla ayrıldığında dahi, Türkiye'de kumarhaneler kapatıldığında bile bak, kimse o kumarhanelere dokunamadı Nazlı! Tadilat dolayısıyla kapanmadı herhalde şimdi onca kumarhane! Bu bir sorun... Çok ciddi bir sorun! Dönmemiz gerekiyor."
"Sevgilim saçmalama..." dedim telaşla. "Döner dönmez seni içeri alırlar bi' kere!"
Kendinden emin bir ifadeyle, "Alamazlar," dedi. Başını iki yana salladı. "Boşuna mı koz aldık Çınar'dan, buraya gelmeden? Dönüş biletimiz var ya!"
Okyanusa atsam bile olacağını düşündüğüm, hiçbir zaman kullanmayacağımıza emin olduğum kozdan bahsetmesi gözlerimin fal taşı gibi açılmasına sebep olmuştu. "Koz moz yok Bora!" dedim dikte eder gibi. "Unut dönüş biletini! Vermeyeceğim onu sana!"
Bora'ya arkamı döndüm ve önce yatak odasına, sonra da Ada'nın odasına geçtim. Ada'nın oyuncaklarının olduğu kutunun içinde rubik küpü arıyordum. Ondan kurtulmam lazımdı, bir an evvel onu okyanusa atmam lazımdı.
"Nazlı..." dedi Bora'nın sesi. Başımı ona çevirmek yerine Ada'nın oyuncaklarının olduğu kutuyu yere döktüm. "Nazlı..." dedi Bora, yine. "Rubik küpü mü arıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maça Kızı 8
General Fiction"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUN...