71.Bölüm

1.1M 42.1K 168K
                                    

Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,

Gün geçtikçe daha da büyüyoruz!

Yorumlarınız, oylarınız, ilginiz ve sevginiz için teşekkür ederim! İyi ki varsınız, iyi ki bu yolculukta sizlerleyim... ♥️🙏🏻

♠️

Gecenin karasında, okyanusun üstüne güneş doğdu.

Sonsuz güçlü okyanus bile, aynı gece gibi güneşin karşısında güçsüzdü. Güneş bendim. Merkezde ben vardım. Güneş, nefesini okyanusa üflerken, okyanusun her bir uzvu, akıl sır erdirilemez aydınlık karşısında çaresiz kalmıştı.

Dudaklarım tenine kapanırken, okyanus özlem soluyordu. Güneşin, her bir zerresini ısıtmasını istiyor ve sabırsızlanıyordu. Fakat güneş, okyanusun buzlarının erimesini öyle beklemişti ki, şimdi okyanusun da beklemesini istiyor; hırçın tavrı ve kışkırtıcı sabırsızlığı karşısında derin bir haz duyuyordu.

Güneş, okyanusun karşısında öyle cüretkardı ki okyanusa doğru süzüldü. Elleri ve dudakları okyanusu keşfederken, okyanusun içinde depremler meydana geliyordu. Güneş, okyanusun buz tutmuş kalbinden öperken, okyanus derin bir iç çekiyor ve buzları çözülüyordu.

Güneş, okyanusu yakmaya yemin etmişçesine bir cesaretle, ellerinin daha evvel keşfetmediği karanlığa ilerledi ve ağır ağır dolaştı. Dudakları da ellerini takip ederken, okyanus hem yanıyor hem de buz kesiyordu. Bu, güneşe daha büyük bir cesaret veriyordu. Güneşin dudakları karanlığın en dibine acemice ulaştığında, okyanusun elleri ansızın güneşin saçlarına dolanmıştı.

Elleri saçlarımda donakalmış, gözlerini sımsıkı yummuş ve çenesini sıkıyordu. Daha evvel her bir telinden öperek verdiği acıyı silmek istediği saçlarıma belki de artık dokunmaktan bile korkuyordu.

Ona uyguladığım tatlı işkenceye ara vererek, "Çek!" dedim. Sesimin her bir tınısına bulaşan tutku aklımı başımdan alırken, dayanılamaz derecede onu istiyordum.

"Nazlı," dedi, zar zor çıkan bir sesle. Okyanusun derinlerinde meydana gelen depremler bir tsunaminin habercisiydi. Parmakları saçlarımın arasında dolaşırken, baş parmağının hafif baskısını saç diplerimde hissediyordum.

Saçlarımı çekmezse, kendisine yaptığım bu tatlı işkenceye son vermeyeceğimi anlamıştı. Onları hafifçe kavradı. Saçlarımla beraber, beni daha evvel tatmadığım bir arzuya çekiyordu.

Dudaklarına ulaştığımda, tüm ruhum artık onu istiyordu.

♠️

Balkon kapısının uçuşan perdesinin arasından içeriye süzülen ay ışığı odayı aydınlatıyordu. Bergamot kokusu içime doluyor ve hücrelerim hasret kaldıkları her bir saniyenin acısını çıkartıyorlardı.

Bora'yla ayrı kaldığımız her bir saniye yalnızca kalbim atmıştı. Birisinin varlığıyla dolu bir kalbin yalnızca atması yetmiyordu; yaşamak için sevdiğinin yanında atması gerekiyordu, şimdi anlıyordum. Ağlayarak uyumak, rüyalarda ona kavuşmak, uyanınca yine yanında olmadığını hatırlamak, kızmak ama yanına gelse geçeceğini bilmek, yanına geleceğinin hayalini kurmaktan kaçarken saatlerdir hayal kurduğunu fark etmek; insanı yaşarken yok ediyordu.

Ve an gelmişti, o gelmişti, fakat öyle bana gelmemişti ki gerçek yokluğun ne olduğunu anlamıştım. Her zaman daha kötüsü vardı; Bora'nın bana nasihat ettiği o cümle bir kez daha anlam bulmuştu yüreğimde.

Maça Kızı 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin