175.Bölüm

287K 15.5K 20.9K
                                    

Merhabalar,

Geçen haftaki kapak paylaşımı ile alakalı açıklık getirmek istediğim bazı şeyler var. Bu açıklığı tam da burada getirmek istiyorum çünkü, "Okumadım ama bence ruhunu yansıtmıyor..." şeklindeki yorumlara değil, Maça Kızı 8'in gerçekten ilgilisine ve konunun muhataplarına açıklama yapmanın, daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Maça Kızı 8'in kitaplaşma süreci, tıpkı bu maceranın kendisi gibi, her aşamasını sizlerle paylaşmak istediğim bir süreçti. Çünkü kurduğum hayalin en büyük destekçilerinin sizler olduğuna ve heyecanımızın ortak olduğuna her zaman, tüm kalbimle inandım.

Henüz yayınevimle sözleşme yapmadan, kitap olacağını duyurdum. İmzayı atar atmaz, sizleri haberdar ettim. 1.Kitap dosyasına çalıştığımı, kaçıncı sayfada olduğumu söyledim. Dosya editöre gitti, sizi bilgilendirdim. Son kontroller için bana geri geldi, hemen size söyledim. Çünkü Maça Kızı 8, onu henüz okumamış, ya da bir gün belki okuyacak herhangi bir okur adayından, hatta okumak için basılmasını bekleyen çok yakın arkadaşlarımdan dahi önce, şu an bu satırlarda olan birçok insanın heyecanla beklediği bir kitap. Ben evlat diyorsam, birileri de can diyor, biliyorum. O yüzden bu sürecin sizi ortak ettiğim her bir adımı, hep aynı hevesle paylaştığım şeyler oldu.

Doğrusunu isterseniz bu heves, son 6 senedir asla kaybetmediğim, en kötü zamanlarımda sımsıkı tutunup sarıldığım en güçlü hislerdi ve sizin de bu hevesi aynı coşkuyla benimle paylaşmanız, beni daima hayal bile edemeyeceğiniz kadar mutlu etti.

Bildiğim kadarıyla, genellikle, kapak paylaşımı, ön sipariş tarihinden birkaç gün önce yapılıyor. Ve kitaba dair birçok şey, buna yazar biyografisi falan da dahil, tek seferde paylaşılıyor. Ayracımızın ve diğer bazı detayların üzerine, hâlâ çalışılmaya devam ediyordu. Ama ben kapak paylaşımını, az evvel yazdığım sebeplerden dolayı, bekletmek istemedim. Yayınevim bana kitap maketlerini gönderdi, üzerine konuştuk ve birkaç minik düzeltmeye gittik.

Son hâlinin, cuma günü geleceğini öğrenir öğrenmez, herhangi bir aksilik çıkma ihtimaline karşı da sizlere Cumartesi diyerek, kapağı sizlerle paylaşmak istediğimi yayınevime ilettim.

"Hepsini bir bütün şeklinde paylaşsak daha iyi olmaz mı?" dediler, bir bildikleri varmış.

"Kimseyi daha fazla bekletmek istemiyorum," dedim. Çünkü bu sevinci bir an evvel birlikte paylaşalım istiyordum. Çünkü kapağı arkadaşlarımla paylaşacağıma emindim ama onu en çok görmek isteyen sizdiniz ve hazır olduğu hâlde görmemenizin, sizlere haksızlık olacağına dair, saçma olduğunu sonradan idrak ettiğim bir hisse bürünmüştüm.

Sağ olsunlar, bana saygı duydular ve "Sen bilirsin o zaman," dediler.

Sizlere yalan söyleyemeyeceğim. Paylaşım yapacağım akşamın hareketli geçeceğini tahmin etsem de karşılaştığım tepkilerin cömertliği, -misal, bir ayraç bile yapmaya tenezzül etmemiş bir yayınevi ile anlaşmam; zaten yayınevimin de kitabı okumamış olması, çünkü okusalardı siyah ve yeşil kullanmaları gerektiğini bilecek olmaları; Maça Kızı 8 evrenine dair detaylardan ne kitabın yazarının ne de yayınevinin haberinin olması; eğer kapak değişmezse, Maça Kızı 8'i satın almayacaklarına dair tehditler, bu tehditlere biraz daha cevap vermezsek daha büyük bir lincin kapıda olduğuna dair bambaşka tehditler ve daha bunun gibi onlarcası- bugüne kadar cömert tepkilerden çokça nasibini almış olan beni bile şoka sokabildi.

Aşama aşama paylaşım yapma fikrini, her aşamadan sizleri haberdar etme fikrini, amatör heyecanıma veriniz. Profesyonel olan, süreç ne kadar sürerse sürsün, her şey hazır olmadan bir paylaşım yapmamakmış, bunu öğrenmiş oldum.

Maça Kızı 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin