34.Bölüm

919K 44.2K 127K
                                    

♠️

"Nazlı."

"Iıığh." diye bir ses çıkmıştı boğazımdan. Uyandırılmaktan nefret ediyordum. Daha çok sarıldım. Neye sarılıyordum? Bunu düşünmek, uykumu açardı.

"Nazlı." dedi bir kez daha, uzaklardan gelen ses. Bora'nın sesi. Bir el, saçlarımın arasında dolaşıyordu.

"Sus. Uyuyorum." dedim. Uyandırmasındı.

"Uyanman lazım ama. Saat 2'yi çeyrek geçiyor. Öğle yemeğine bekliyorlar." dedi.

"Iıığhhh!" diye daha güçlü bir ses çıktı boğazımdan. Uykumu açıyordu. Daha çok sarıldım. Galiba çıplak tenine sarılıyordum.

"Çok nazlısın." dedi. Umursamadım. Uyuyordum. "Beni serbest bırak bari de ben gideyim yemek yemeye. Acıktım." dedi. Gidemezdi. Tişörtü çıkartıp ona veremeyeceğimi düşünecek kadar uyanıktım. Rahatımı bozamazdım. Ve bunu oturup ona anlatamayacak kadar uykum vardı.

"I-ıh." dedim. Bence her şeyi özetliyordu da.

"Nazlı!" dedi. O tanıdık, uyarıcı ses tonu kulaklarımla buluşmuştu şimdi.

"N'olur beş dakikacık daha. Beş." dedim. Adeta yalvarıyordum.

"Çattık ya!" dedi. İzin vermişti galiba.

♠️

Yatağın içinde hafif hafif dönerek gözlerimi açmıştım. Yalnızdım. Üzerimdeki tişört tamamen sıyrılmış, yorgansa bacaklarımın arasındaydı. Rezillik! Bok vardı da üzerindekilerle yatmadın Naz! Oda, gece lambasıyla loş bir şekilde aydınlanmıştı. Yatakta doğrulduğumda, balkon kapısının açık olduğunu fark ettim. Balkona doğru ilerlediğimde Bora'yı görmüştüm. Sırtı bana dönüktü. Elindeki tablete gömülmüş bir şeyler okuyordu. Etraf, zifiri karanlıktı.

"Günaydın." dedi. Ayak seslerimden balkona doğru geldiğimi anlamıştı sanırım. Tabletinden başını kaldırmamıştı. Üzerinde yeşil, uzun kollu, kapşonlu bir eşofman üstü ve siyah eşofman vardı. Bavullarımız mı gelmişti?

"Saat kaç?" diye sordum. Balkona çıkmamış, kapının önünde durmuştum.

"1'e 5 var." dedi, bana dönmemişti.

"Çüş!" dedim. Harbiden ÇÜŞ!

"Bence de." dedi, düz bir sesle.

"Neden beni uyandırmadın?" diye sordum. Yüzünü bana döndü ve gözlerime bakmaya başladı. Öfkeli değildi ama bu soruyu sormamdan rahatsız olmuş gibiydi. Hafızamı biraz yokladığımda, beni uyandırmaya çalıştığını hatırlamıştım; üstelik öğlen iki civarında.

"Öğle yemeği için de akşam yemeği için de şansımı denedim. Kalkmadın." dedi, düz bir ses tonuyla.

"Bavullarımız geldi mi? Çok üşüdüm." dedim.

"Üzerinde yorgan durmuyor senin Nazlı. Elli kere örttüm üstünü, sonra örtmeyi bıraktım. 'Üşür de kalkar.' dedim ama o bile etkili olmadı." dedi. Galiba şu an çok fazla uyumamdan şikayet ediyordu.

Maça Kızı 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin