118.Bölüm

1M 36.1K 255K
                                    

Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,

16 Milyon okunma kapıda! 🌻

Bugün burada olduğunuz için çok teşekkür ederim.

Var olun. 💛

♠️

Sonu mutlu biten, eğlenceli aşk hikayelerini ele alan filmler romantik komedi olarak değerlendiriliyordu ve ben bu türden nefret ediyordum. Bir kere gerçekçi değildi. Komedi filmlerini ya da romantik filmleri sevebilir, hikayeye inanabilir ve atmosferin içine girip karakterlerin peşine takılabilirdim ama romantik komediler absürt hatalarla doluydu ve zekam örseleniyordu. Harcadığım zamana yazıktı. İzlemesem de olurdu. Bıkmıştım. Gece yarısını geçeli bir saat yirmi dakika olmuştu ama film bitmediği için Begüm uyumuyordu. Begüm'ün kıkırdarken bana bakmasıyla birlikte, yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. O hamileydi ve onun seçimlerine saygı duymak zorundaydım. Belli ki romantik komediler onu mutlu ediyor, aksiyon ya da suç ağırlıklı filmler ise onu kötü etkiliyordu. Benim seçtiğim bir filmin sonunda, esas oğlan hapse girdi diye on yedi dakika, elli dört saniye ağladığında, film seçimini ona bırakmam gerektiğini anlamıştım. Gerçi romantik komedilerde bile ağlayabiliyordu. Dün gece izlediğimiz filmde, esas kızın bir abisi vardı ve Begüm'ü bu bile ağlatmıştı. Hassas bir dönemden geçiyordu.

Esas kızın dondurma yediğini görünce, "Dondurma mı yesek?!" diye sordum. Begüm başını bana çevirirken, "Canım dondurma istedi! Senin istemedi mi? Hamilesin sen!" dedim.

"İstemedi... Aşerme dönemim çoktan bitti... Bazen, bir şeyleri canım çok istiyor sadece. Nadiren..." dedi.

"Ama dondurma yersin, değil mi?!" dedim, ısrarcı bir tavırla. "Çikolatalı seviyordun sen... Ben hemen alayım."

Koltuktan kalktığım sırada, Begüm'ün kaşları çatılmıştı. "Neden istemiyorsun?" diye sordu, şaşkınlıkla. "Sen gitme?"

"Yok ya şimdi..." dedim, lafı geveleyerek. "Ayıp olur yani kapıdaki adamlardan birisini dondurma almak için markete göndermek... Bu saatte! Ben gider gelirim."

"İnternetten isteyebilirsin anlamında demiştim," dedi Begüm, kısık bir sesle. Filmi durdurdu. "Hemen getirirler?"

Sıkıntılı bir nefes verdim. "Güvenli değil," dedim, endişe duyuyormuş gibi. "Şimdi gece gece risk almayalım. Ben gider gelirim."

"O zaman ben de geleyim," dedi.

Kolçaktan destek alarak ayağa kalktığı sırada, "Ne işin var senin bu saatte dışarıda?" dedim, teessüf eder gibi. "Sen kal burada... Devam et filme... Ben hemen gider gelirim... Aaa! Sen benim misafirimsin. Aşk olsun!" Begüm'e arkamı döndüm. "Duymamış olayım..." Hızlıca antredeki montumu giydim. "Geç kalmam..." diye seslendim. Kapıyı açtım ve dışarı çıktım. "Dikkatli ol Selim," derken, Selim'in yüzüne bile bakmamıştım.

Bahçe kapısına doğru yürürken, dudaklarımın kenarına gerçek bir gülümseme yayılmıştı. Benim dudaklarımın kenarındaki gülümsemenin aynısı, Bora'nın dudaklarının kenarında da vardı. Boynuna atladığım sırada elleri belime kenetlenmiş, ayaklarım yerden ayrılmıştı. Bergamot kokusuna denizden esen tuzlu meltem karıştı ve hepsi içime doldu. İçim Bora oldu.

Selfie çekileli tam bir hafta olmuştu ve biz yedi gündür, yedi gecedir birbirimizden ayrıydık.

"Bu gece ne alıyor çocuklar yenge?" diye sordu Aydın, bana takılır gibi.

Her ne kadar Bora'yla yedi gündür ve yedi gecedir ayrı da olsak, bana "Günaydın," demeden günü başlamış saymıyor, "İyi geceler," demeden, geceyi kapatmıyordu. Her defasında evin önüne geliyordu. Sabahları spor yapma bahanesiyle dışarı çıkıp onu görüyordum. O zaman çok uzaklaşmamak kaydıyla, beraber kahvaltı yapıyorduk. Bazen arabada, bazense bir restoranda. Geceleri ise tamamen Begüm'ün durumuna göre farklılık gösteriyordu; eğer uyumuşsa Bora'yla arabada sabahlıyorduk ama eğer uyumamışsa, ben bir şey alma bahanesiyle dışarıya çıkıyordum ve yarım saat de olsa vakit geçiriyorduk. Kendimi çok garip hissediyordum. Begüm sanki kaynana olmuştu. Hem benim kaynanam, hem de Bora'nın kaynanası. Neden böyle olmuştu anlamış değildim. Yani neden yasak aşk yaşıyormuş gibi davranmak zorunda olduğumu bilmiyordum, her şey çok ani gelişmişti ve ben önünü alamamıştım.

Maça Kızı 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin