44.Bölüm

1M 43.8K 155K
                                    

Ve benim bildiğim tek bir şey vardı artık. Nefesi boynuma işlenmeliydi; ve ben son nefesimi verinceye dek, şah damarımda onu hissetmeliydim.

Diğer elini de belime sabitlediğinde, dudakları iyicene boynuma kapanmış ve orada küçük dokunuşlarla dolaşmaya başlamışlardı. Uslu bir kız olmam direktifini veren kendisiydi ama şimdi tüm benliğimi kışkırtıyordu. Üstelik burası kışkırmam için çok yanlış bir yerdi; buralarda bir yerlerde ailesi vardı. Parmaklarımın ucundaki sigarayı zorlukla kül tablasına koyduğumda, elimi sakallarının arasında dolaştırmaya başladım.

Dudaklarıyla, boynuma sıcacık, iyileştirici ve tamamlayıcı son dokunuşunu yaptıktan sonra biraz geri çekildi ve gözlerime bakmaya başladı. At kuyruğu yaptığım saçımı omzuma aldı ve üzerinde parmak uçlarını gezdirdi. Ardından beni kendine çekti. Başım yeniden omzuna yerleştiğinde, boynumda yine dudaklarını hissettim. Bu sefer oldukça güçlü bir öpücük kondurmuştu.

"Gençler! Burada aile var!" dedi Gökhan. Gülerek yanımıza gelmiş ve karşımıza oturmuştu. Bora, boynumdaki dudaklarını çekerken, bana daha sıkı sarıldı. Bense omzundaki başımı boynunun altına doğru kaydırmıştım. "Oğlum ne zaman dönüyoruz? Sevgilimi özledim." dedi Gökhan.

"Abi ben çok sıkıldım vallahi yeter, artık gidelim." dedi Begüm. Ne zaman gelmişti o? Sesi arkamızdan geliyordu.

"Bu gece dönsek ya?" dedi Gökhan, Bora'ya.

"Aynen abi, dönelim bu gece n'olur!" dedi Begüm.

"Hande'yi görmem lazım lan. Ergen gibi mesajlaşarak bir ilişkiye başladık kızla." dedi Gökhan.

"Aynen benim de gidip nişan için alışveriş yapmaya başlamam lazım." dedi Begüm.

"İşler de birikti Bora. İşler batacak vallahi." dedi Gökhan.

"Yok işlerini bırakmaz o. Az evvel yemekte dosya okuyordu tabletinden gördüm. Ama kumarhaneleriniz batarsa bilemeyeceğim tabii. O kısımla ilgilenmiyorum." dedi Begüm.

"Kumarhane neden batsın kızım? Başında duruyoruz sanki." dedi Gökhan, Begüm'e. Galiba Begüm, tam olarak benim arkamdaydı.

"Hay sikeyim, bir huzur vermediniz!" dedi Bora. Aynen Naz, ben de sıkıldım hepsinden. "Seni de ben çağırmadım, seni de Begüm!" dedi Bora. Ellerini, belimden çekmiş, doğrulmuş ve bir sigara yakmıştı. Başımı sabit tutmakta zorluk çekmiyordum ama şimdiden onun bedenini özlemişti. "Dönün çok istiyorsanız beraber, biz yarın gece döneceğiz." dedi Bora, Gökhan'a.

"Yarın arkadaşımın doğum günü partisi var, ben eve gelmeyeceğim." dedi Begüm. Bora kafasını hafifçe kaldırarak, benim üzerimdeki bir noktaya bakışlarını sabitledi. Biraz evvel huzurla serbest kalan kaşları, şimdi çatılmıştı.

"Ne yapacaksın, anlamadım." dedi Bora. Sesi, insanı korkutacak kadar sakindi. Fazla sakindi.

"Geç geleceğim." dedi Begüm. Sesi, varla yok arası çıkmıştı.

"Hâlâ anlamıyorum." dedi Bora.

"Geç gelebilir miyim?" diye sordu Begüm.

"Gelemezsin. Çünkü gitmeyeceksin ki gelmek zorunda kalasın." dedi Bora, alayla gülümseyerek.

"Yaaa ama gitmem lazım abi. Beril vardı ya... Bizim Gökçe'nin Amerika'da tanıştığı arkadaşı..." dedi Begüm. Bora, aniden değişen ve oldukça sertleşen yüz ifadesiyle Begüm'e bakıyordu. "Ya başın bağlı değilken kaç kez takıldığın kız hani... O Beril... İstanbul'da şimdi, bu vesileyle görüşmüş olacağız." dedi Begüm. Muhtemelen daha üç gece evvel, Bora'yla Beril hakkında konuşacağımızı tahmin edemeyeceği için, kim olduğunu hatırlatmaya çalışıyordu. "Ya illa konuşturacaksın... Yatmışsın ya kızla kaç kez." dedi. Öksürmeye başladım. Öksürük krizine girdim. Öksürmekten nefes alamıyordum.

Maça Kızı 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin