♠️
188 Gün Önce...
Uzaklardan bir yerlerden gelen deniz meltemiyle beraber çok yakınlardan gelen bergamot kokusu birbirine karışıyordu. Oksijen yerine, tüm bedenimi uyuşturan bu kokuyu soluyordum sanki; ciğerlerim bayram ediyordu. Her yerdeydi bu koku şimdi. Başımı koyduğum yastıkta, üzerime çektiğim incecik bir yorganda, odanın havayla kaplı her bir boşluğunda... Gözlerimi ovalayarak araladığımda, yemyeşil bir manzarayla karşılaştım.
Ben neredeydim?
Lacivert ve beyazın birbirine karıştığı çok büyük olmayan bir odanın ortasına hafif çapraz şekilde yerleştirilmiş kocaman bir yataktaydım.
Daha önemlisi vardı.
Burası neresiydi?
Ya da daha da önemlisi vardı.
Neden buradaydım?
Yataktan hafifçe doğrulduğumda, gözlerimi kocaman açıp gördüğüm eşsiz manzaranın gerçek olup olmadığını sorguladım. Boydan boya camekanın arkasında, ormanın içinde oturuyor gibi hissediyordum. Odanın önünde ince uzun bir balkon vardı; camdan tırabzanla korunuyordu. Yataktan bakıldığında manzarayı kesmeyecek şekilde, geniş bir koltuk yerleştirilmişti balkona. Dün akşam Bora ile oturduğunuz koltuk Naz!
Gözlerimi hafifçe yatağın sağında kalan yere kaydırdım ve dudaklarımın arasından kocaman bir "ÇÜŞ!" çıktı. Yarısı duvar, yarısı camekan olan bir banyonun, balkona doğru olan camekan köşesinde, büyük bir jakuzi vardı! Ormanla iç içe duş fantazisi mi? Bir kere değil, bin kere çüş! Yataktan hızlıca kalkıp, oraya doğru ilerledim ve jakuzinin hayal dünyama ait olup olmadığına ikna olmak için, biraz daha yaklaştım. Gerçekti. Ben de isterdim! İstiyordum. Bu jakuzinin içine girip, bu hissi yaşamak istiyordum. Daha sonra olduğum yerde kaldım. Bora'nın yatağından hem orman hem de duvarın yarısının cam olduğu kısmın hemen arkasında kalan jakuzi mi görünüyordu? Beş yüz elli beş milyon kere ÇÜŞ!
Küçük adımlarla, utanma sıkılma hissetmeden, camdan olan kapıyı açıp banyoya girdim. Jakuzi kapının sol tarafındaki cam duvarda kalırken, kapının sağ tarafı gerçek bir duvarla birleşiyordu. Köşedeki jakuzinin sağ tarafı ise camekan bir şekilde devam ediyor; balkona bakıyordu. Yani bu balkon, evin bu kattaki komple dış yüzeyini kaplıyor olmalıydı. Banyo kapısının karşısındaki duvarda lavobo tezgahı ve banyo eşyalarıyla dolu bir raf vardı. Sağ tarafımda ise duşakabin ve tuvalet olduğunu sandığım bir kabin daha vardı. Banyonun içi oldukça ferah ve boydan boya mavinin tonlarında döşenmişti.
Çok güzeldi. Yeşille mavi ancak bu kadar güzel birbirlerini tamamlayabilirdi. Aşık olmuştum. Bu banyo kesinlikle benim olmalıydı. Jakuzi de... Hatta oda da... Balkon da! Komple burayı alabiliyor muyduk? ÇÜŞ KIZIM KENDİNE GEL! AĞZININ SUYUNU SİL!
♠️
Banyodan yeniden yatak odasına geçtiğimde, odaya göz attım. Çapraz bir şekilde odanın ortasındaki yatağın sağ ve sol taraflarında, lacivert tonlarında iki tane komodin vardı. Banyo kapısının karşısında ve yatağın sol tarafında kalan duvarda bir kapı daha vardı; giyinme odası olmalıydı. Oraya girmek ve girmemek arasında tereddütte kalmıştım. Sonuçta beni bu odaya sokan Bora'ydı; girebilirdim. Ama...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maça Kızı 8
General Fiction"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUN...