1.Bölüm

1.9M 63.1K 163K
                                    

Yorumlarda spoiler bulunmaktadır...

♠️

Bahçedeki ışıkların, sık ağaçlardan dolayı loş bir ortam yarattığı garajın köşesindeki, ahşap üstü açık çardakta oturuyordu. Cebinden çıkarttığı çakmağıyla yaktığı sigarasından ciğerlerine derin bir nefes çektiğinde, üçüncü kattaki odamın siyah tülünün arkasından onu izliyordum. Sırtı bana dönük olduğu halde yüzünün aldığı şekli gözümün önüne getirebildiğime yemin edebilirdim.

Son gecemdi...

245 gün süreceğini sandığım bu esaret, iyi halden olsa gerek 201.gününde bitiyordu. Cehennemden önceki son durağımdı burası. Kendimi buna ben mahkum etmiştim. Önümde kocaman bir hiçlik vardı; cehennem bu muydu?

Sigarasından son nefesini aldıktan sonra, kül tablasının içinde söndürmek için yedi saniye uğraştı. Ardından ayağa kalkıp, gözlerini benim penceremle buluşturdu. Nefesimin kesileceğini hissettim. Biliyordu. Beni göremese bile, bu tülün arkasından kendisini izlediğimi, çok iyi biliyordu. Ben onu izliyordum; o da göremediği -ama pekala hayal edebildiği- beni...

Ne yazık ki son gecemizdi.

♠️

208 Gün Önce...

Otel odasındaki aynanın karşısındaki görüntüme son kez baktığımda, siyah ultra mini kalın askılı elbisem ve siyah ince yüksek topuklu ayakkabılarım bana gülümsemeye çalışıyorlardı. Belime kadar uzanan siyah dalgalı saçlarımı biraz daha düzelttim. Yeşil gözlerimin nemliliğine aldırmadım. Yüzümdeki hafif makyajı belirginleştirmek adına, ellerimin fazlaca titremesine rağmen sürdüğüm bordo ruja kusursuz diyebilirdim. Odanın balkonuna doğru ilerlerken, derin bir nefes aldım... Sakin ol Naz, her şey yolunda ilerleyecek.

Yaklaşık bir iki saat sonra yapacağım şeye tam bir çılgınlık diyebilirdim aslında. Yok yok öyle deme Naz, sonra elin ayağın birbirine karışır. Aman canım! Alt tarafı, Kıbrıs'ın en büyük kumarhanelerinden birinde hile yaparak para kazanmayı hedefliyordum; hırsızlık yapmayacaktım ya! Aslında hırsızlık Naz ama neyse. Balkondaki sehpanın üzerine koyduğum kutuyu açtım. Son kez baktım. Bunu yanıma alamazdım. Bu gece, babamın hatırasına ihanet edecektim.

Bir haftadır, çok az uykuyla bu gece için hazırlanıyordum. Matematiğim, hafızam ve kıvrak zekama güveniyordum; yalnızca dört beş saat "21" oynarak çok para kazanabilirdim. Kazanmak zorundaydım; başka yolu yoktu...

♠️

Kırmızı rengin hakim olduğu, herkesin şıklık yarışına girdiği, ultra zenginlerin belki bir gecede çok büyük paralar kaybettiği ve kesinlikle elini kolunu sallayanın giremeyeceği bu kumarhaneye, liseden arkadaşım olan Hakan'ın sayesinde girebiliyor olduğuma şükrediyordum. Kıbrıs'ta üniversite okuyor ve aynı zamanda, şu anda bulunduğum casinonun da bar kısmında çalışıyordu. Her ne kadar bana bu yolla para kazanabileceğimi şaka yapmak amaçlı söylese de kulağa çok mantıklıca gelmişti. Çünkü ben kartların algoritmasını babamdan öğrenmiştim.

Dahası başka çarem yoktu. Bir süre barda oturup, etrafı inceledikten sonra, Hakan'ın önüme uzattığı bir kadeh votka vişne kokteylinden birkaç yudum aldım. Burası, hep hayranlıkla izlediğim Amerikan aksiyon filmlerinin platolarından biri gibiydi.

"Naz! İyi düşündün mü bak, şakası yok bu işin..." dedi Hakan. Endişeliydi.

"Evet! Başka çaremin olmadığını sen de biliyorsun. Ne zaman oturabilirim masaya?" dedim. Kararlıydım.

Maça Kızı 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin