Sevgili yol arkadaşlarım,
Bölümleri devire devire ilerliyoruz ve zaman varlığınızla çok hızlı geçiyor. Oylarınız için, yorumlarınız için, hafta boyunca yazdığınız mesajlar, attığınız tweetler için çok teşekkür ederim. Ne mutlu bana kalabalık bir otobüsün şoförüyüm. Her yeni gün, daha da büyüyoruz. Maça Kızı 8'e ayırdığınız her bir zaman için çok teşekkür ederim.
Pek yakında, yeniden, Instagram'da karakter soru-cevaplara başlayacağımızı ve oynayacağımız oyunu unutmadığımı da buradan bildirmek isterim.
Instagram: macakizi8
(Ve Maça Kızı 8'e dair her linke, profildeki biyografimden ulaşabilirsiniz.)
Hepinizi çok seviyorum.
Var olun. 🌻
♠️
Sergio acı çeker gibi güldü. "Beyler," dedi, Gökhan ve Aydın'a bakarak. Bora'ya bakmaması, o kadar da rahat olmadığının en önemli kanıtıydı. "Sergio Morris, benim."
Hiç kimsenin yüz ifadesini görmemiştim çünkü gözlerim kapanmış, kollarım Sergio'nun boynuna dolanmıştı. O benim kardeşimdi. Ona ihtiyacım olduğunu fark ettiğinde, önünü ya da arkasını düşünmeden koşup bana gelmişti. O benim kardeşimdi. Gözlerimden akan yaşlar mutluluktan değildi ama üzüntüden de değildi.
Yüreğimden kalkan ağırlığı izah edecek tüm kelimelerim tükenmişti.
"John öldü," dedim, hıçkırırken. Sergio, ellerini sırtıma daha çok bastırdı. "John öldü!"
"Senin suçun yok..." dedi, güçlü bir sesle. "Yapma bunu kendine, senin suçun değil."
"Mutlu yıllar yazmış," diye haykırdım. Boğazımdan kopan çığlıkla beraber, Sergio'nun bir elini başımda hissettim. "Yılbaşını Bora'yla geçirdim diye!"
"Hayır hayır hayır!" dedi Sergio, hızla. Ellerini bedenimden ayırdı ve yüzümü avuçlarının arasına aldı. "Bak gözlerime!" dedi. Gözlerimden akan yaşlar şiddetlenirken, gözlerini seçemiyordum. "Nina! Seninle alakası yok!"
"Var!" dedim, öfkeyle. "Mehmet Şahindağ ile ilgili her şeyin benimle alakası var!" İçime nefes sığdırmak istedim ama başaramadım. "Yılbaşının bedeli..."
"Hayır!" dedi Sergio. Ellerini yüzümden çekti ve ellerimi tuttu. "Bana inanmıyor musun?"
"Aptal değilim!" dedim, sertçe. Burnumu çektim. "Mutlu yıllar yazmış! Bay Guerra'yı da öldürtmüş! Bedel ödetiyor!"
"Nina, ruh hastası bir adamdan bahsediyoruz!" dedi Sergio, ellerimi dostça okşarken. "Sana Bora ile beraber olma görevini CIA verdi. Yılbaşını onunla geçirmenden daha doğal hiçbir şey olamaz! Nina gözlerime bak!" dedi. Yumulu olduğunu ancak fark ettiğim gözlerimi açtım. Sergio'nun gözleri, bana güven vermek ister gibiydi. "Bak ben de ölebilirim, herhangi birisi de... En çok senin suçun yok!" Boğazımdan acı dolu bir çığlık daha koparken, Sergio beni koltuğa ilerletmiş ve yanıma oturmuştu. Beni kendine çekti. Başımı göğsüne yaslarken, yalnız olmadığımı hissediyordum ama içimdeki acı geçmiyordu. "Panik oluyorum. Ağlama..." dedi.
"John'u çok seviyormuşum!" dedim.
"O da seni çok seviyordu... Kızı gibi..." dedi.
"Kimi sevsem ölüyor!" dedim.
"Hala hayatta olan ve çok sevdiğin insanlar var," dedi.
"Onlar da ölürler zaten yakında!" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maça Kızı 8
General Fiction"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUN...