Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi :')
Yorumlarınız, oylarınız, tweetleriniz ve mesajlarınız için çok teşekkür ederim.
Sizleri çok seviyorum, var olun!
Yorumlarda buluşmak üzere.
♠️
Bora yaşasın diye her şeyi yapardım. Her şeyi. Ama ondan ayrılmayı, ona onu sevmiyormuş gibi davranmayı göze alabilir miydim? Sanmıyordum.
Dan diye restoranın kolonlarından duyulan ses, ajanların soru dolu nidalarıyla, küçük çaplı bir gürültü kirliliğine sebep olmuştu.
"Sen paranı aldın Johannah! Defalarca kez!"
Bu ses, Bay Ortiz'in sesiydi.
"Yeter artık, düş yakamdan! Ben senin kumar borcunu ödemek zorunda değilim! Beni tehdit etmekten vazgeç artık! Bıktım!"
Johannah kimdi, Bay Ortiz'i neyle tehdit ediyordu ve Bay Ortiz neden onun kumar borcunu ödüyordu bilmiyordum. Belli ki kızı Melanie de bilmiyordu. Bay Ortiz'in gözleri kısılırken, yüzüne dehşet dolu bir ifade yayılmış, bakışları doğrudan kızına çevrilmişti. Bu sesi restoranın kolonlarında yankılatan kişinin kim olduğunu deli gibi merak ediyordu. O kişiye öyle öfkelenmişti ki, bizi bırakıp o kişinin peşine düşecekmiş gibi bir hâli vardı.
Biri, mikrofona vurduğunda, bu ses kolonlardan taşıp adeta kulaklarımıza dolmuştu.
"Deneme, 1-2-3!"
Konuşan Bora'ydı.
"İyi akşamlar Bay Ortiz. Bora Karabey ben. Kapıdayım. Beni de içeri alır mısınız? Lütfen."
Kapıda olamazdı. Peru'ya gitmek üzere bir uçakta olması lazımdı. Çünkü bana öyle söylemişti. Bu süre zarfında belki Peru'ya varmış bile olabilirdi ama Washington D.C.'de olamazdı. Işınlanmadığı sürece, bu mümkün değildi.
Benden yine mi bir şey saklamıştı?
Bay Ortiz başıyla bir ajana işaret verdi. Yalnızca on sekiz saniye sonra, Bora restorana girmişti.
"Herkese iyi akşamlar," dedi ama hiç kimsenin yüzüne bakmadan, direkt bana doğru yürüdü. Bir elini belime yerleştirip beni kendine çekti ve saçlarımın arasından öptü. "Ne yemeye karar verdin sevgilim? Ben de aynısından yiyeceğim," dedi.
"Bay Karabey!" dedi Bay Ortiz.
Bora; Beyza, Aydın, Sergio ve benimle beraber, artık kendisine de çevrili olan silahları görmezden geldiği gibi, Bay Ortiz'in öfkeli seslenişini de duymazdan gelmişti.
Öyle ki hayattaki tek derdi yemek yemekmiş gibi davranıyordu.
"Herkes mi CIA ajanı?" diye sordu, Aydın'a dönerek. Yüzünde tüh der gibi bir ifade vardı. "Hiç mi garson yok?" Sesi ise tümden alay kokuyordu. "Şef falan da mı yok?"
Başka bir zaman olsa, Kara'nın bu vurdumduymaz ve beklenmedik tavrı karşısında zevkten dört köşe olabilirdim ama şu anda...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maça Kızı 8
General Fiction"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUN...