20 dakikalık rötar için üzgünüm.
Sizi seviyorum! ❣️
🎲
"Kapatıyorum," dedi.
"Kapatma, dur!" dedim. Bu operasyonun başarılı geçmesi için buna ihtiyacım var. "Bana, seninle ilgili, bilmediğim bir şey söyle kapatmadan." Bu sorunun her yeni cevabı, dönmem gereken bir yer olduğunu hatırlatarak hedefime kilitlenmem ve hayatta kalabilmem için güç veriyor bana. "Lütfen Nazlı..." diye ekledim. Nazlı, her zamanki gibi nazlanıyor çünkü arzu ettiği gibi yanında kalmadım ve buraya geldim ama şu an dudakları arasından çıkacak tek bir kelimeye dahi muhtaç olduğumun farkında olmaması imkansız.
"Hamileyim," dedi.
"Anlamadım?" dedim. Doğru duyup duymadığıma emin değilim. "Nazlı?" dedim, cevap vermeyince. "Ne dedin?" diye sordum. Yanlış mı duydum? Yanlış duymuş olamam değil mi? "Nazlı?" dedim, bir kez daha.
Ömrümün son gününe dek adını söyleyebilirim ama şu an bana cevap vermesi lazım. Telefonu kulağımdan çekip, ekrana baktım. Kapatmış! Tekrar Selim'i aradım. Açmıyor. Delireceğim, açmıyor. Bana öyle bir şey söyledi ve beni öyle bir şeyle baş başa bıraktı ki, o telefonu derhal açması gerekiyor. Nazlı'nın belki de ilk kez, bu kadar çok, telefonumu açması gerekiyor. Ama açmıyor.
Hamileyim, dedi.
Hamileymiş.
Bu kez bana söyledi.
Hayatımda sevindiğim ilk hamilelik, annemin hamileliğiydi. Begüm'ü, sanki annemin karnına ilk düştüğü gün hissetmeye başlamıştım ve onunla kurduğum his bağı, hiçbir zaman yok olmadı. Doğumlar, beni garip bir biçimde sevindirir ama gerçekten kalbimde hissettiğim ikinci hamilelik, ablamın hamileliğiydi. Karnına elimi koyduğum an, oradaki bebeğin benimle kurduğu bağı da sanki hissettiğimi düşündüm hep. Her ne kadar ablam da bebeği de ölse de. Begüm'ün hamileliği ise, içeride bir yerde muhakkak sevindiğim fakat içinde bulunduğumuz koşullar yüzünden, hiçbir zaman tadını çıkartamadığım bir haberdi.
Siktir! Beyza ölmedi lan, yaşıyor. Gözlerimin içine bakıyor. O bebek doğdu, Leo!
Arabanın kapısını kapattığımda, "Kötü bir şey mi oldu?" diye sordu.
Aslında olan şey bence tam bir mucize ama şu an aklımın başımda olması gereken yerdeyim.
"Önce operasyona odaklanmam gerek."
Keşke bu mucize, çok daha farklı koşullardayken, boynuma atlayarak, coşkuyla vereceği bir haber olsaydı. Nazlı ne hissetmiştir? Bunu öğrendiğinde, nasıl olmuştur yüzünün şekli? Önce operasyon. Kesin nefret etmiştir bu haberden. Ne zaman öğrendi? Ne zamandır biliyor? Bu yüzden mi alelacele boşanmak istedi? Daha büyük derdi bu muydu? Arabadan indim ve bir sigara yaktım. Benim mucize olarak gördüğüm bu haberin, Nazlı'ya hissettirdiklerini kavramak zorundayım. Dün gece sayıkladığı ne varsa şimdi anlam buluyor. Ah, nazlı sevgilim benim! Şu an Nazlı'nın bana ne kadar ihtiyacı olduğunu düşünemiyorum bile. Allah kahretsin ki buradayım!
Allah kahretsin, niye Nazlı'yı dinlemedim ki?!
Yeniden arabaya bindim. Mehmet Şahindağ'ı öldürmem gereken yer, tam olarak burası. İstihbarat'ın planı tam olarak ne bilmiyorum, bana karşı o kadar da dürüst değiller. Bu dava bugün kapanmalı. Nazlı'nın, Mehmet Şahindağ'a olan tahammülsüzlüğünü şimdi daha da iyi anlıyorum. Ve bebeğimizden neden dert diye bahsettiğini aslında. Ona göre, o nişan bebeğimiz yüzünden tarandı ve aksini kabul etmesi çok zor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maça Kızı 8
General Fiction"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUN...