14.Bölüm

883K 47.7K 44.5K
                                    

Ve Maça Kızı 8, Genel Kurgu içinde 87.sıraya yükseldi... Ayrıca, Wattys 2017 yarışmasına da katıldı... Desteğiniz, ilginiz, oylarınız ve yorumlarınız için çooook teşekkür ederim; sizleri seviyorum. 🙏🏻☘️

♠️

Gözlerim kapalı, öylece gülümsüyordum. Burnuma çalınan bergamot kokusunu hissettiğimde, ağır ağır yatakta dönmeye başladım.

Annem, babam, anneannem... Mersin... Evimden daha ev gibi hissettiğim o bahçe... Güvenli alan...

Ailemi kaybedeli 4018 gün olmuştu... Bu koku, artık onların yokluğuyla eş değer olması gerekirken, şimdi bana nasıl huzurlu hissettirebiliyordu? Bu kokunun anneannemin bahçesine has olması gerekirken, şimdi birebir aynısını nasıl duyabiliyordum ayrıca? Ailem geri mi gelmişti? Gözlerimi inatla açmıyordum. Bu koku, beynim tarafından bana oynanan bir oyun muydu? Nasıl hissedebilirdim ki?

Bora Karabey!

Aniden gözlerimi açtım. Bora, biraz ötemdeydi; siyah pantolonunun cebine ellerini sokmuş, üzerindeki siyah gömleğin kollarını dirseklerine kadar katlamış, bordo kelebekli siyah perdenin arkasından dışarıya bakıyordu. Gece lambasının aydınlattığı yüzü düşünceli gözüküyordu. Ben bu odaya ışınlanmadan evvel neredeydim?

Bora'nın kolları arasında!

Bayılmış mıydım? Beni buraya kadar taşımış mıydı? Neler olmuştu? Telefonum neredeydi? Saat kaçtı?

Derin bir nefes aldım...

"Bora?" dedim. Muhtemelen uzun zamandır konuşmadığım için sesim pürüzlü çıkmıştı. Ardından boğazımı temizledim. Sesimi duymasıyla, başını aniden bana doğru çevirdiğinde, endişeli gözleriyle karşılaştım. O bana doğru yaklaşırken, ben yatakta biraz doğrulmaya çalıştım ama başım dönüyordu. Sol elimi başıma götürdüğümde, yanıma kadar gelmiş, yatağa oturmuştu; ellerini yatağın üzerine, bedenim kolları arasında kalacak şekilde yerleştirdikten sonra kadife kadar yumuşacık sesini kulaklarımda işittim.

"Nazlı, iyi misin?"

"Saat kaç?" diye sordum, elimi başımın üzerinden çekerek.

"İkiye çeyrek var." dedi, gözlerini kısmış bana bakıyordu.

"Ben bayıldım mı?" diye sordum. Gözlerini gözlerimden çekmeden, başını "Evet." anlamında sallamakla yetindi. Endişeli ve yorgun gözüküyordu. Gür kirpiklerinin altındaki kara gözlerine yerleşen gölgeyi sevmemiştim. Yatakta biraz daha doğrulduğumda, bacaklarımı karnıma doğru çekip, sırtımı yatak başlığına dayadım. Bora, ellerini yatağın üzerinden çekerken, ben de iki elimi dizlerimin üzerine yerleştirmiştim. Kısa bir süre birbirimizi izledikten sonra konuştum.

"Biliyordun di mi? Kurşun seslerini duyacağımızı, biliyordun di mi?" diye sordum, sesimde hiçbir duygu yoktu. Gözlerini gözlerimden bir an olsun ayırmadan, bir kez daha "Evet." anlamında başını salladı. "Bana neden söylemedin?" diye sordum. Bilseydim bu kadar korkmazdım, kendimi hazırlardım! Elini sakallarına götürdü ve alt dudağını üç saniye dişledikten sonra konuştu.

"Panik olurdun..." dedi. Gözlerimi devirip, başımı sağa sola sallamaya başladığımda devam etti. "Sana arabaya binmeni söylemiştim. Direttin. Sürekli olarak bazı şeyleri yapman ya da yapmaman için sana zor kullanamam Nazlı." dedi, sesi yumuşacık olmasına rağmen, sitemliydi. "Yoruyorsun beni..." dedi, gözlerini gözlerimden ayırmıyordu.

Aklıma Elif'in cümleleri gelmişti.

"Bora, yanındaki herhangi birine zarar gelmesine asla müsaade etmez. O bir şeye 'Hayır.' diyorsa, seni korumak içindir." dedim, bunun ne anlama geldiğini yeni anlamış gibiydim. Gözlerini daha çok kıstığında, ilk defa alnının kırıştığını görüyordum. Gözlerimin içine, beni anlamadığını açık açık belli ederek bakıyordu. "Asıl sen beni yoruyorsun!" dedim sitemle, sesim birazcık yüksek çıkmıştı.

Maça Kızı 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin