"Gel hadi gidelim."
Uzattığı eline bakarak fısıldadım.
"Konuşmayacak mıyız? Hani sen o minik kuşu merak ediyordun."
Söylediğim şeyle düz bir ifadeyle bana bakıp elini geri çekti.
"O minik kuş ile çok ortak noktamız olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden ar...
Uzun bir aradan sonra wattpad hesabımı hatırladım ve iki yeni bölüm ile geldim 🤭🤭 Kusura bakmayın bebeklerim küçük bir sorunum olduğu için iki hafta yeni bölüm atamadım. Ama bunu telafi etmek için iki bölüm birden atıyorum. Umarım beni affeder ve bölümleri beğenirsiniz. Bu arada ufak bir uyarı yapmak istiyorum. Bölüm arasında küçücük bir yerde +18 sahneler olacak. Okumak istemeyen bölümün içinde işaretlediğim kısımları atlayabilir.
Herkese iyi okumalar ❤️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
23. BÖLÜM
07.10.2020
Gözlerimi yorgunlukla inleyerek açtığımda etrafıma bakındım. Daha önce görmediğim bir yerde gözlerimi açtığım için korkuyla yerimden doğrulup aralık olan bacaklarımı kapatmak istedim ama kadınlığımın üzerinde dudağının sert baskısını hissettiğimde inleyerek başımı geriye atıp bağırdım. "Kara!" Kara kahkaha atarak üzerimdeki beyaz pikeyi çekip başını bacaklarımın arasından çıkarıp konuştu. "Tüm gün boyunca uyudun. Ben de sen uyanmayınca böyle bir yönteme başvurdum. Nasıl güzel mi?"
Gülümseyerek başımı salladığımda ellerimi ağrıyan başıma çıkarıp fısıldadım. "Günaydın." Gülümseyerek bacaklarımın arasından yavaşça yukarıya doğru çıkarken burnumun üzerine küçük bir öpücük kondurup fısıldadı. "Günaydın değil güzelim iyi geceler demen gerekiyor." Söylediği şeyle şaşkınca ona baktığımda eliyle duvardaki saati gösterdi. Duvardaki saat gecenin 11'ni gösterirken dudağımı dişlerimin arasına alıp fısıldadım. "Ben bir gün boyunca uyudum mu? Hem ben buraya nasıl geldim?" Gülümseyerek başını salladığında kendini yana atıp beyaz yatakta yayılarak kollarını başının altına koydu. "Arabada uyuya kalmıştın bende eve getirdim ve seni yatağa kadar kollarımın arasında taşıdım. Sonra sen saatlerce uyudun ve bende seni saatlerce izledim. Daha sonra seni defalarca uyandırmak istedim ama sen her defasında çok yorgun olduğunu söyleyip uyumaya devam ettin. Ben de sana kıyamadım ve uyandırmadım."
Gözlerimi sıkıca kapatıp ağrıyan başımı ovalayarak konuştum. "Asena ile en son işe gittiğimde konuştum. İki gün geçti ve ben onu aramadım. Off kesin benden haber alamayınca delirmiştir." "Ben haber verdim. Benim yanımda olduğunu ve güvende olduğunu söyledim." Sakince nefesimi dışarıya verip yatakta dönüp Kara'ya baktım. "Ben nasıl tüm gün boyunca uyumuşum ya? Yoksa yine bana ilaç mı verdin?" Söylediğim şeyle kaşlarını çatarak bana baktı. "Saçmalama Süveyda! Neden öyle bir şey yapayım!" Öfkeyle bana bağırırken çıplak bir şekilde yataktan doğrulup bağırdım. "Ne bağırıyorsun bana! Sadece şaka yapmıştım!" Öfkeyle gözlerini kapatıp homurdandı. "Sana bağırmıyorum."
Çıplak bir şekilde yataktan kalkıp odanın içinde banyoyu aradım. Banyoyu karşımda görmemle hızla banyoya girip kapıyı arkamdan kapadım. Homurdanarak küvetin başına geçip sıcak suyu açıp doldururken içine banyoda bulduğum köpüğü sıktım. Kapı yavaşça açılırken küvetin içine girip yayıldım. Gözlerimi sıkıca kapatıp başımı küvete yaslayarak sıcak suyun içinde bedenimin rahatlamasına izin verdim.
