89. BÖLÜM: Tİ AMO

154 9 0
                                    

Merhaba Canlarım

Nasılsınız bakalım 😍

Umarım MAVİ GRİ'nin yeni bölümünü merak etmişsinizdir. Sizleri daha fazla bekletmeden yeni bölümü buraya bırakıp kaçıyorum ❤️

 Sizleri daha fazla bekletmeden yeni bölümü buraya bırakıp kaçıyorum ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

89. BÖLÜM

"Kara hiçbir şey göremiyorum. Bak hamileyim ben. Bir şey olacak."

Sitemle bağırmama karşılık Kara hemen ellerini karnımın üzerinde gezdirip sağ kolumu sıkıca tuttu.
"Hiçbir şey olmayacak sevgilim. Güven bana… Sana yaptığım sürprizi görünce bayılacaksın."

Kara'nın gözlerimi bağladığı siyah bandanayı sıkıca tutup yavaşça adım attım. Ayağım bir anda boşluğa düşerken korkuyla çığlık attım.
"Kara nereye getirdin beni? Yine beni yüksek bir yere çıkarmadın değil mi?"
"Hayır sevgilim. Sadece küçük bir basamak vardı ve onu geçtin. Devam et hadi."
Kara'nın ellerini sıkıca tutup yavaşça adım attığımda ayağımın altında küçük kum tanelerini hissettim.
"Sahile geldik. Ama neden?"
"Sana süpriz yapıcam dedim ya."

Evde Alkan ile yaşananlardan sonra Kara bana sürpriz yaptığını söyleyip zorla hazırlık yaptırmıştı. Bana güzel bir elbise giydirmişti, makyajıma yardım etmişti ve hatta saçlarımı dahi yapmıştı. Öyle ki gözlerimi bağlamaması ısrarıma rağmen gözlerimi bin bir türlü zorlukla bağlamıştı. Ve şimdi ise beni bir yere götürüyordu.

"Off Kara sıkıldım! Git git bitmiyor bu yol. Bu gidişle yürüyerek İstanbul'a gidicez."
Söylediğim şeyle Kara kahkaha atarak beni durdurdu ve ellerimi bıraktı.
"Tamam tamam, geldik. Açıcam gözlerini sevgilim."
Heyecanla ellerimi birbirine vurduğumda Kara gözümdeki siyah bandanayı çözdü. Gözlerimi açar açmaz sahile döşenmiş gül yapraklarını görmemle kocaman gülümsedim.
"İnanmıyorum!…"
"Beğendin mi sevgilim?"

Gülümseyerek başımı salladığımda gül yaprakları ile hazırlanmış yolda yürüyüp yolun sonunda bizim için hazırlanmış masaya doğru ilerledim. Bembeyaz küçük bir masa vardı ve etrafında ise yere serilmiş küçük beyaz puflar vardı. Ve etrafı aydınlatan sarı ışıklar. Her şeyiyle çok güzel görünüyordu.

"Hadi oturalım."
Kara elini uzattığında elini sıkıca tuttuğumda beni yavaş ve dikkatli bir şekilde puflardan birine oturttu. Kara ise hemen yanımdaki puflardan birine oturdu.
"Hamile olduğun için böyle bir ortam hazırladım. Rahat etmeni istiyorum."
"Düşünceli kocaman benim."

Yüzünü ellerimin arasına alıp dudaklarının üzerine küçük bir öpücük kondurarak geri çekildim ve önümdeki masaya baktım. Masanın üzerinde ki mor menekşeler dikkatimi çektiğinde uzanıp bir tanesini elime aldım. Kocaman gülümseyerek mor menekşeyi koklayarak Kara'ya baktım.

"Bu kadar güzel şeyleri neye borçluyum acaba Kara Bey?"

"Seni çok sevmeme."

Elimdeki mor menekşeyi alıp yerine koydu ve masanın üzerinde dilimlenmiş portakallar ile dolu tabağı alıp bana döndü.
"Kızımız portakal seviyor. Bunun için önce portakal yiyelim. Ama en çok sen yiyeceksin tabii ki de."
Kahkaha atarak uzattığı tabaktan portakal alıp ağzıma attım. Ağzımı tatlandıran portakalın tadıyla ağzımı şapırdatarak tekrardan bir portakal alıp onu da ağzıma attım. Kara hayran bakışları ile sadece beni izlerken alnıma küçük bir öpücük kondurdu.
"Kızımızın turuncu olmasından korkuyorum."
Söylediği şeyle şaşkınca ona baktığımda o ellerini karnımın üzerinde gezdirdi.
"O kadar çok portakal yiyorsun ki kızımızın saçları turuncu olacak gibi hissediyorum."
Söylediği şeyle kahkaha atıp "Öyle şey olur mu ya?" dediğimde gülümseyerek karnımın üzerine küçük bir öpücük kondurdu.
"Şaka yapıyorum sadece."

MAVİ GRİ (Ateş) +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin