69. BÖLÜM: HASRET

271 14 1
                                    

Merhaba Canlarım ❤️

Nasılsınız? Umarım hepiniz çok iyisinizdir.

Bugün hepinizden buraya tüm sevdikleriniz için bir kalp bırakmanızı istiyorum. Hatta ilk kalp benden olsun. ❤️

Şarkı ; Sibel Bilgiç - Alışamadım

Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli
Belini sarmayalı
Gözünün içinde durmayalı
Aklının aydınlığına sorular sormayalı
Dokunmayalı sıcaklığına karnının

Yüz yıldır bekler beni
Bir şehirde bir kadın
-Nazım Hikmet

Yüz yıldır bekler beniBir şehirde bir kadın-Nazım Hikmet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

69. BÖLÜM

İKİ HAFTA SONRA / 19.11.2022

Bacaklarımı karnıma bastırmış, başımı dizlerimin üzerine koymuş, sessiz sessiz ağlayarak iki hafta dört gün boyunca yaptığım şeyi yapıp boş gözlerle karşımdaki beyaz duvarı izlemeye devam ettim.

Kara'nın soğuk kollarının arasında uyuya kaldığım günden sonra kendime gelememiştim. Deli gibi etrafta onu arıyordum. Her yerde onu görüyordum. Ve tam on sekiz gün, dört yüz otuz altı saattir Kara'sızdım ve kokusunu almıyordum.

Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüp giderken avuç içimde ki Kara'ya ait olan beyaz gömleği sıkıca tutup göğsüme bastırdım. Gömleğinin üzerine sinmiş odunsu bergamot kokusunu içime çekip gözlerimi kapadım.

"Kokun her geçen gün biraz daha azalıyor sevgilim. Ben senin kokun olmadan ne yaparım Kara… Dayanamıyorum artık. Lütfen gel Kara. Lütfen…"

Boğazıma oturan kocaman yumruyla hıçkırarak ağladığımda evin içinde yüksek sesler yankılanmaya başladı. Sanki birileri bir şeyler okuyordu ama bu galiba dua gibi bir şeydi pek anlayamıyordum. Duyduğum seslerle yavaşça ayağa kalkıp elimdeki gömlek ile odadan çıktım. Odadan çıkmamla okunan dua sesleri kulağıma daha çok gelirken hızla merdivenlerden aşağı indim. Mutfaktan çıkan bir sürü kadını ve ondan daha fazlası salonda başlarına örttükleri beyaz şallar ile oturuyordu. Önümden bir kadın elinde içecek dolu bir tespiyle geçerken onun arkasından içeriye girdim. İpek dahil herkes salonda oturmuş okunulan duayı dinliyordu.

"Ne oluyor burada?"

Öfkeli çıkan sesimle salonda ki herkes bana baktığında İpek hızla ayağa kalkıp yanıma geldi.
"Süveyda mevlüt bitene kadar sen istersen odana çık."

Salonda toplanılmış herkese helva dağıtıldığını gördüğümde delirdim. Bunlar ne saçmalıyordu böyle? Kara ölmemişti ki. Neden helva dağıtıyorlardı?

"Al kızım sen de ye."

Karşımdaki teyze elindeki helvayı bana uzattığında önce karşımdaki teyzeye sonra da bana uzattığı elindeki helvaya baktım. Birkaç saniye boyunca teyze bakmaya devam ettiğimde teyze elindeki helvayı elime tutuşturdu.
"Mevlüt helvası kızım. Al ye."
Öfkeyle elimdeki helva tabağını duvara fırlattım.
"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz!"
Salonda ki herkes bana baktığında öfkeyle salona geçip kadınların elindekileri toplayıp yere fırlattım.

MAVİ GRİ (Ateş) +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin