"Gel hadi gidelim."
Uzattığı eline bakarak fısıldadım.
"Konuşmayacak mıyız? Hani sen o minik kuşu merak ediyordun."
Söylediğim şeyle düz bir ifadeyle bana bakıp elini geri çekti.
"O minik kuş ile çok ortak noktamız olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden ar...
Nasılsınız bakalım? Umarım hepiniz çok iyisinizdir❤️❤️
Çok güzel bir bölümle geldim. Bölümün ilk kısımlarında +18 kısımlar var. Okumak istemeyen atlayabilir. Umarım bu bölümü çok seversiniz. Daha fazla uzatmadan sizi bu güzel bölümü okumaya bırakıyorum. Ama ondan önce küçük yıldıza ⭐ basıp oy vermeyi unutmayın. Hepinizi çok seviyorum. İyi okumalar ❤️❤️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
51. BÖLÜM
23.10.2022
SÜVEYDA HANEDANOĞLU
Yüzümde hissettiğim minik dokunuşlarla gözlerimi kırparak mırıldandım. "Kara..." "Uyurken küçük bir kız çocuğu gibisin sevgilim." Kara'nın sesini duymamla mırıldanarak yüzümü yastıktan kaldırdım ve yorgun yeşil gözlerine baktım. "Geldin mi? Saat kaç?" Kara gülümseyerek yüzüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına itti. "Saat gecenin üçü. Sen hadi uyumaya devam et." Gözlerimi ovalayarak yavaşça yataktan doğruldum. "Kaç saat olmuş? Nerelerdeydin sen? Ben kaç saattir bu odada tek başımayım haberin var mı?"
Benim sitemime inat Kara gülümseyerek saçlarımı düzeltirken ben de onun dağılmış kumral saçlarına baktım. Gözlerimi saçlarından çekip dağılmış gömleğinin yakasına baktım. "Nereden geliyorsun sen? Bu halin ne?" "Önemli bir şey yok." diyerek yavaşça yataktan kalkıp arkasını dönmek istedi ama ben kolundan tutup onu durdurdum. Ve tam o anda gömleğinin üzerinde ki kan lekelerini fark ettim. "Bu ne Kara? Bu lekeler... Bunlar kan değil mi?" Endişeyle yatakta dizlerimin üzerinde doğruldum ve gömleğin üzerinde ki kan lekelerine dokunmak istediğimde. Ama Kara parmak uçlarımın kan lekelerine değmesine izin vermeyip kollarımdan tuttu ve beni kendinden uzaklaştırdı.
"Dokunma!"
"Neden?"
Uzunca bir süre gözlerimin içine baktıktan sonra öfkeyle ayağa kalktı ve üzerindeki gömleği çıkararak banyoya girdi. Korkuyla yataktan hızla kalktım ve ben de arkasından banyoya girdim. Banyoya girer girmez çıplak sırtı ve sırtındaki dövmeleri beni karşılarken gözlerimi sıkıca kapatıp ona arkamı döndüm. "Yaralı olup olmadığını merak ediyorum Kara." "Yaralı değilim Süveyda." Arkamdan gelen su sesine karışan karışan yorgun tınısı ile yavaşça yutkunarak gözlerimi açtım. "Tamam o zaman... Sen duş alacaksın galiba ben banyodan çıkayım." Kara'dan ses gelmezken ben de çıkmak için hiç acele etmeden yavaşça kapıyı açtım ama kapıyı açmamla kapanması bir oldu. Korkuyla irkilerek arkamı döndüğümde Kara ile burun buruna geldim. "Duş almayacağım..." Orman yeşili gözlerinin arsızca parladığını gördüğümde sertçe yutkunup fısıldadım. "Tamam o zaman. Şeyy... Ben çıksam iyi olacak." "Neden?" Sorusuyla sertçe yutkunup fısıldadım. "Ne neden?"
