"Gel hadi gidelim."
Uzattığı eline bakarak fısıldadım.
"Konuşmayacak mıyız? Hani sen o minik kuşu merak ediyordun."
Söylediğim şeyle düz bir ifadeyle bana bakıp elini geri çekti.
"O minik kuş ile çok ortak noktamız olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden ar...
Nasılsınız bakalım? Umarım hepiniz çok iyisinizdir❤️❤️
Çok güzel ve dokunaklı bir bölüm ile geldim ve umarım siz bu bölümü çok seversiniz. Daha fazla uzatmadan sizi bu güzel bölümü okumaya bırakıyorum. Ama ondan önce küçük yıldıza ⭐ basıp oy vermeyi unutmayın. Hepinizi çok seviyorum. İyi okumalar ❤️❤️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
47. BÖLÜM
20.10.2022 / İTALYA
"19 Ekim 2020 'de Kara Hanedanoğlu ve Mehmet Arıkan arasında büyük bir olay olmuş. Hatta bu olay aylarca magazine düşmüş." Jessi sol elindeki gazeteyi bana uzatıp sağ elindeki içkisini yudumlayarak konuştu. "Kara Hanedanoğlu'na o gün her ne olduysa ve Mehmet Arıkan ona her ne yaptıysa uzun bir süre yoğun bakımda kalmış." Elimdeki gazetenin ilk sayfasında yazan kocaman yazıyı okudum. "KARA HANEDANOĞLU İKİ AYDIR KALDIĞI YOĞUN BAKIM MÜCADELESİNİ KAZANDI." "Evet tam iki ay yoğun bakımda kalmış. Üstüne üstlük yoğun bakımdan çıktıktan sonra bir yıl boyunca ortalarda yok olmasının nedeninin o süre boyunca fizik tedavi gördüğü için olduğunu biliyor muydun?" Jessi'nin söylediği şeyle şaşkınca ona baktığımda tam karşımdaki deri koltuğa oturup yayıldı. "Zaten tüm bu süre boyunca şirketi ile babası ilgilenmiş. Ama Ö&K Tower bu süre zarfında Aydın Koroğlu denen bir adamdaymış. Sanırım Natasha seni kurtarmak için geldiği gün Aydın'ı vurduğunda Aydın Koroğlu sadece birkaç ay hastanede kalmış. Tabi o süre boyunca kız kardeşi Ö&K ile ilgilenmiş. Ama Aydın iyileştikten sonra bizzat kendisi ilgilenmeye devam etmiş ve burada çok fazla kötü işler yapmış. Anlarsın ya kadın pazarlama, uyuşturucu vesaire vesaire…" Elimdeki gazeteyi öfkeyle büküp Jessi'ye baktım. "Tabi dört ay sonra…" İşaret parmağını şakağına koyup ıslık çaldı. "Evinde tam da kafasından vurulmuş bir şekilde ölü bulunmuş. Hem de kız kardeşi bulmuş." Öfkeyle tısladım. "Ben öldürdüm!"
Jessi söylediğim şeyle küçük bir kahkaha atarak konuşmaya devam etti. "Her neyse işte kız kardeşi Eylül Koroğlu abisinin ölümünden sonra Ö&K ile ilgilenmemiş ve onu bil bakalım kime neden vermiş?" Şaşkınca yüzüne baktım. "Kime vermiş?" Sehpanın üzerindeki içki şişesini alıp elindeki viski bardağını doldurdu. "Patrick Bohen denen Amerika'lı zengin bir iş adamına vermiş. Gerçi ben de onun yerinde olsam aynısını yapardım. Abim ile aylarca iş yapmış zengin bir adamla evlenir, Ö&K'yı da ona verirdim ve evimde rahatça oturur kahvemi içer, zenginliğimin tadını çıkarırdım." Şaşkınca oturduğum yerden kalktım. "Nasıl yani? Eylül o adamla mı evlenmiş?" Viskisinden bir yudum alıp elindeki dosyayı sehpanın üzerine koydu. "Evet evlenmiş ve evlendikten bir buçuk yıl sonra da kocası ölmüş." "Onu da ben öldürdüm." dediğimde Jessi alayla kahkaha atarak konuşmaya devam etti. "Şu işe bak ki Eylül, tam bir ay önce de yüklü bir miktarda olan mirasın üzerine konmuş. Anlayacağın şu an o kadın aşırı zengin." Sehpanın üzerindeki kırmızı kapaklı dosyayı elime alarak konuştum. "Ne kadar miras kalmış?" "100 tirilyoncuk banka hesabı ve sayamadığın kadar çok ev, araba ve İstanbul'da kocaman bir şirket."
