50. BÖLÜM: ON DOKUZ

357 14 0
                                    

Merhaba Canlarım ❤️

Umarım bu bölümü çok seversiniz. Daha fazla uzatmadan sizi bu güzel bölümü okumaya bırakıyorum. Ama ondan önce küçük yıldıza ⭐ basıp oy vermeyi unutmayın. Hepinizi çok seviyorum. İyi okumalar ❤️❤️

 İyi okumalar ❤️❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

50. BÖLÜM

KARA HANEDANOĞLU

Benim karım korkardı… Küçük bir sesten, küçük bir dokunuşdan, birinin onun gözlerinin içine uzunca bakmasından ve hatta bazen benden bile korkardı. Ama o asla benden başkasına dokunmazdı, dokunamazdı… Süveyda benden başkasına dokunsa çığlık atardı. O küçük yavru bir kuş gibi korkardı... Onun elleri sadece benim ellerimin arasında titremezdi. Ve o sadece kendini benim ormanlarımda güvende hissederdi ve o sadece benim ormanlarıma baktığında nefes alırdı.

Fakat şimdi Süveyda… Ürkek kuşum... Başka bedenlere dokunduğunu söylüyor. Ve o başka bedenlerin benim kıyamadığım, korkmasından sakındığım tenine dokunduğunu söylüyor. En önemli ise tüm bunları benim yüzümden yaptığını söylüyor. Benim yüzümden…

Canım hiç bu kadar çok yanmamıştı. Nefesim göğüs kafesimde hiç bu kadar çok sıkışmamıştı. Ve kalbim hiçbir zaman bu kadar çok ezilmemişti.

Ağlayarak başımı direksiyondan kaldırdım ve başımı ellerimin arasına alıp karşımdaki kocaman uçuruma baktım. Daha üç gün önce Süveyda'yı bu uçurumdan kurtarmıştım. Ama şimdi bu uçuruma kendimi atmak için gelmiştim.

"Kaldıramam… Ben tüm bunları kaldıramam. Ben tüm bunları bile bile gidemem yanına."
Ağlayarak başımı direksiyona koydum.
"Tüm bu anlattığın şeylerin gerçek olmaması için herşeyimi verirdim Süveyda. Herşeyimi…"
Başımı ellerimin arasına alıp derin bir nefes aldım ve arabamın ön camından aşağıya baktım. Bu sırada arabamın torpidosunu açtım ve içinden Süveyda'ya ait günlüğü çıkarıp aldım. Korkuyla sayfalarını rastgele hızla çevirdim. Sayfaların arasından küçük bir fotoğraf bacaklarımın üzerine düştü. Hızla fotoğrafı alıp baktığımda fotoğrafta Süveyda ve onun yanında ona sarılan bir adam gördüm. Öfkeyle fotoğrafı avuç içimde buruşturarak sıktım ve fotoğraftaki adamı bulmak için fotoğrafı cebime attım. Ardından öfkeyle sayfaları çevirmeye devam ve bir süre sonra herhangi bir sayfada durdum. Sayfanın sağ üst köşesinde yazan '10.12.2021' tarihine küçük bir göz atıp satırlardaki yazıların arasından küçük cümleleri seçip okudum.

"Bugün yine seni bekleyerek uyuyakalmışım. Ve sabah da Jessi'nin yine o iğrenç kahvesi ile kendime geldim. Evet evet biliyorum… Bir bar köşesinde uyumak yerine evime gitmem gerekiyor. Ama korkuyorum. Sanırım o boş yatakta uyuyup kabusla uyanmaktansa barda sarhoş halde sızıp kalmak daha iyi geliyor bana."

Günlüğün sayfalarına uzunca bakıp kapadım ve ardından günlüğü torpidoya attım. Yan koltuktaki telefonumu ve sigara paketimi alıp dışarıya çıktım. Sigara paketimden bir dal sigara alıp dudaklarımın arasından sıkıştırıp yaktım. Sigaramdan derin bir nefes çekip telefonumdan Lydia Johnson'ı namı değer Jessi'yi aradım. Uzun bir süre çalan telefon açıldı ve İtalyan aksanı ile beni karşılayan sesi yankılandı.
"Bay Hanedanoğlu."
Derin bir nefes alıp "Evet benim…" dedim ve öfkeyle konuştum.
"Bana Süveyda'nın böyle bir şey yaptığından hiç bahsetmemiştin!"
Bana gülerek arkadan gelen müzik sesiyle konuştu.
"Natasha sizi bana yönlendirdiğinde benim görevim sadece size Süveyda'nın iyi olup olmadığını söylemekti. Süveyda'nın birlikte olduğu adamları söylemem gerektiği bana söylenmemişti"

MAVİ GRİ (Ateş) +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin