"Gel hadi gidelim."
Uzattığı eline bakarak fısıldadım.
"Konuşmayacak mıyız? Hani sen o minik kuşu merak ediyordun."
Söylediğim şeyle düz bir ifadeyle bana bakıp elini geri çekti.
"O minik kuş ile çok ortak noktamız olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden ar...
Harika bir bölüm ile karşınızdayım Umarım bu güzel bölümü beğenirsiniz. Hepinize iyi okumalar bebeklerim ❤️🤍
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
91. BÖLÜM
Gözlerimi Hande'nin koluma taktığı serumla açtığımda yavaşça doğrulup etrafıma bakındım. Yatağın sol tarafını bomboş ve buz gibi soğuk olduğunu görmemle sıkıntıyla yanaklarımı şişirdim. Sanırım Kara dün gece ki kavgamızdan daha doğrusu benim ona karşı yaptığım tavırda sonra yanımda uyumamıştı.
"Süveyda Hanım serumunuz bitene kadar yatmanızı tavsiye ediyorum. Aksi halde damarlarınızdaki kan serumun içine karışacak."
Hande elindeki şırınganın içindeki ilacı seruma katarken ben de yatağıma uzanıp onu izledim. Tüm dikkatini serumun içine karıştırdığı ilaca vermiş özenle işini yapıyordu. Sanırım işinde çok dikkatli ve oldukça titizdi.
"Hande?" dediğimde seruma sapladığı iğneyi çıkarıp bana döndü. "Efendim Süveyda Hanım." Ona kocaman gülümseyerek "Kaç yaşındasın sen?" dediğimde sorduğum soruyla önce bir duraksadı ve ardından yüzüne tuhaf bir gülümseme yerleştirdi. "28 yaşındayım." "Aaa ne güzel aynı yaştayız." Elindeki iğneyi çöpe atıp ardından elindeki eldiveni çıkararak bana kocaman gülümsedi. "Demek sizde 28 yaşındasınız. Ne güzel, genç yaşta anne olacaksınız." Söylediği şeyle kocaman gülümseyerek ellerimi karnımın üzerine koydum. "Çok da genç sayılmam. Ama genç yaşta anne olacağım doğru." "Çok şanslısınız. Kara Bey gibi sizi düşünen bir eşiniz var."
Bana hitaben söylediği şeyle yüzüme kırık bir gülümseme yerleştirip gözlerine baktım. Koyu kahverengi gözleri dikkatle üzerimde gezinirken tuhaf bakışlarına bakamayıp tedirgince gözlerimi gözlerinden kaçırdım.
"Her neyse Hande. Serum da bitti sanırım. İstersen çıkar kolumdan."
Başını çevirip bitmiş seruma bakıp ardından hızla serumu kolumdan çıkardı ve çöp kutusuna attı. Ben de yavaşça yataktan doğrulup kalkmak istedim ama ayağa kalktığım anda başım döndü ve tuhaf bir şekilde kulaklarım çınladı. Gözlerimi sıkıca kapatıp ellerimi başımın üzerine koyduğum anda kendimi bıraktım. Ve yatağın üzerine hızlı bir düşüş yaşadım.
"Süveyda!"
Kara'nın korku dolu sesi odayı doldururken kısa bir süre sonra elleri saçlarımı okşadı. "Sevgilim iyi misin?" Yüzümü buruşturarak gözlerimi açtığımda Kara'nın endişeyle bana bakan yeşil gözlerini gördüm. Fakat bir tuhaflık vardı. Gözlerinde anlamadığım bir tuhaflık... Sanki gözlerinin içinde ki ormanlarına kar yağmıştı.
"Sevgilim bir şey söyle. Süveyda korkutuyorsun beni."
Elleri yüzümü okşarken parmakları gözlerimden ne ara aktığını bilmediğim göz yaşlarımı sildi.
