44. BÖLÜM: KÜLKEDİSİ

390 15 0
                                    

Merhaba Canlarım ❤️

İlk önce minik, böyle çerez tadında bir bölümle geldim. Veeee daha sonra ardından sizi böyle keyiflendirecek ve heyecan yaratacak uzun bir bölüm sizi bekliyorrrr❤️❤️

Evetttt doğru duydunuz bu hafta iki bölüm birden yayınlamak istedim. Ve umarım bölümleri çok seversiniz❤️❤️

Her neyse sizi daha fazla tutmak istemiyorum canlarım. Hepinize kocaman iyi okumalar bebeklerim ❤️❤️

 Hepinize kocaman iyi okumalar bebeklerim ❤️❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

44. BÖLÜM

19.12.2020 / İtalya

Bazen kendimi karşıma alıp, konuşmak istiyorum. Neden bütün bu olanlara izin verdin? Neden tüm bu saçma şeyleri yaşamayı kabul ettin?

Sonra onun yaralarıma dokunduğu günler geliyor aklıma. Ve o günlerde onu ne kadar çok sevdiğimi hatırlıyorum. Ama sonra öyle bir şey oluyor ki karnıma ufak bir sancı giriyor. İşte o an aklıma kaybettiğim ufak canım geliyor. Ve yine ondan defalarca kez nefret ediyorum. Ve yine ve yine kendime kızıyorum. Sonra bu kısır bir döngü gibi kafamın içinde dolaşıp duruyor….

Bacaklarımı karnıma bastırıp karşımda üzerinde tek bir leke dahi olmayan beyaz duvara baktım. Aylardır yaptığım tek şeyde buydu zaten. Oturup karşımdaki beyaz duvara bakmak.

"Günaydın Süveyda Hanım."
Hemşire gülerek odama girdiğinde yanıma oturup uzamış kahve saçlarımı okşadı.
"Bugün saçlarınızı birlikte tarayalım mı?"
Karşımdaki duvara öyle bomboş baktığımda hemşire gülümseyerek saçlarımı taramaya başladı.
"Biliyor musunuz yan odanızda ki arkadaşınız Andrea bugün taburcu oldu. Ama gitmeden önce bana sizi sürekli arayacağını ve sizi ziyarete geleceğini söyledi. Sanırım Andrea sizi çok sevdi."

Ah ne güzel bir deli daha bu dört duvar arasından kurtulmuştu. Ne güzel…

"Eğer siz de en kısa sürede kendinize gelirseniz taburcu olabilirsiniz."
"Bugün ayın kaçı?"
Sorduğum soruyla hemşire kocaman gülümsedi.
"Benimle konuştunuz. Çok sevindim biliyor musunuz?"
Hiçbir tepki vermeden karşı duvara öylece baktığımda saçlarımı taramayı bitirip gülümseyerek tekrardan konuştu.
"Bugün ayın 19'u."

Gözlerimi sıkıca kapatıp ellerimi karnıma bastırdığımda gözlerimden birer damla yaş süzülüp gitti.
"Ağlıyor musunuz? Neden ağlıyorsunuz?"
Gözlerimi usulca açıp fısıldadım.
"Bebeğimi kaybedeli iki ay olmuş."
Hemşire usulca başını eğdiğinde karşımdaki beyaz duvara bakarak konuştum.
"Asena bugün gelecek mi?"
"Hayır ama sizi sürpriz yapmak isteyen birileri var. Kapıda bekliyorlar içeriye alayım mı?"

Kara mı gelmişti acaba? Beni bulmuş ve gelmiş olabilir miydi?

Gülümseyerek başımı salladığımda hemşire yanımdan kalkıp kapıyı açtı. İçeride tok ayak sesleri yankılanırken gülümseyerek ayağa kalkıp fısıldadım.
"Kara…"
Karşımda Kara'yı görmeyi beklerken Natasha ve Anna'yı gördüm. Gözlerim istemsizce dolarken tekrardan eskisi gibi oturup beyaz duvara baktım. Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülüp giderken Anna koşarak yanıma gelip yanıma oturdu. Boncuk boncuk olan mavi gözleri ile bana gülümseyerek bakarken tıpkı benim gibi ayaklarını karnına çekip sırtını yatağa dayadı.

MAVİ GRİ (Ateş) +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin