13. BÖLÜM: CENNET

768 49 1
                                    

Merhaba Canlarım💫

İyi okumalar❤️

İyi okumalar❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

13. BÖLÜM

23.09.2020 / 09:00 / Trabzon

"Aydın Koroğlu 30 yaşında. Koroğlu kum şirketinin sahibi. Karadeniz'de tanınmış bir aileden geliyor. Eylül adında bir kız kardeşi var. Annesi ve babasını bir yıl önce kaybetmiş. Kardeşi ise Eylül göz bebeği."
Karşımdaki kocaman binaya bakıp kollarımı birbirine sarıp koltukta yayıldım.
"Biliyorum bunları geç! Sen bana bilmediğim şeyleri söyle."
Başımı eğip arabanın camını açtım.
"Senin ondan kum alacağını sanıyor. Yani seninle iş yapacak sanıp seviniyor salak. Tabi yerinde kim olsa sevinirdi."
Başımı çevirip Onur'a baktım.
"Sonuçta Hanedanoğlu."
Gülümseyerek başını salladı.
"Tabi ki de Kara."

"Abi ne zaman harekete geçicez?"
Ali'nin söylediği şeyle dikiz aynasından ona bakıp konuştum.
"Aklımdan çok güzel bir plan var. Ama şu an sadece şirketine giricez. Sonra hayatına giricez."
Söylediğim şeyle gülerek konuştu.
"Sonra da hayatını sikicez."
Söylediği şeyle gülüp önüme döndüm.
"Tamda dediğin gibi yapacağız."

"Yanına tam kendin gibi bir adam bulmuşsun. Bana ne gerek vardı Kara."
Üzerimi düzeltip Onur'a baktım.
"Yanımda Başsavcı gezdirmekten çok hoşlanıyorum Onur Soydere. O yüzden yanımdasın."
"Ya bi siktir Kara."
Öfkeyle elini savurup arabadan indi. Onur'un sinirlenmesinden keyif alırken bende arkasından arabadan indim. Cebinden bir paket sigarasını çıkarıp bana uzattı.
"Zıkkımlanmak istiyorsan al."

Cebinden çakmağını çıkarıp sigarasını yakarken elinde ki pakete baktım.
Hergün deli gibi sigara içen bir insandım ben ama şu an bir dal sigarayı Süveyda ile paylaşmadan içmek istemiyordum.
"Oğlum alacaksan al! İki saat sigara mı uzatalım?"
Elimin tersiyle sigarayı itip cebimde titreyen telefonumu elime aldım. Onur omuz silkip sigara içmeye devam ederken ona arkamı dönüp birkaç adım yürüyerek uzaklaştım.

Ekranda Süveyda'nın ismini görmemle sıkıntıyla nefes alıp telefonumu açtım.
"Efendim Süveyda?"
Bir kaç saniye duraksayıp ardından sıkıntıyla nefes aldı.
"Neredesin?"
"Sana nerede olduğumu söylemek zorunda olduğumu düşünmüyorum."
Öfkeyle nefesini dışarıya verdiğini duyduğumda arkadan ayağına giydiği topuklu ayakkabılarının zeminde bıraktığı ses geldi.
"Şirkete misin?"
"Evet."
Sesi telaşlı gelirken arkamı dönüp öfkeyle bağırdım.
"Birşey mi oldu!"
"Hayır."

Gayet sakin gelen sesiyle saçlarımı karıştırıp öfkeyle tısladım.
"Eee o zaman ne oldu Süveyda? Neden aradın beni?"
"Merak ettim ve dün gece hakkında konuşmak istedim."
Söylediği şeyle gözlerimi kısarak kolumdaki saate baktım. Saat neredeyse 09.30 olacaktı. Ve Aydın ile toplantımız tam şu an bu saatte başlayacaktı.
"Süveyda ben şu an kapatıyorum sen beni tam on beş dakika sonra ara. Bu konuyu on beş dakika sonra konuşalım."
"Neden?"
Onur'a el hareketi yapıp yolun karşısına geçerek konuştum.
"Sen sadece dediğimi yap. Tam on beş dakika sonra beni ara. Ne erken ne geç. Tam on beş dakika sonra."
"Tamam Kara."
Gülümseyerek karşımdaki binaya bakıp keyifle konuştum.
"On beş dakika sonra görüşürüz o zaman."
"Görüşürüz."
Telefonu kapatıp cebime atarken göz ucuyla Onur'a baktım.
"Gidelim."
"Gidelim Kara."

MAVİ GRİ (Ateş) +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin