10. BÖLÜM: İPEK

834 51 39
                                    

Merhaba!

Her Cumartesi elimden geldiğince iki bölüm bir arada atmaya çalışıyorum. Ama eğer ki isterseniz bugünden itibaren daha fazla bölüm atabilirim. Yani sadece Cumartesi günleri değil de Perşembe günleri de (Tabi bu Perşembe günü olması şart değil. Diğer günlerde olur hiç fark etmez. Sizin düşüncelerinize ve yorumlarınıza bağlı.) MAVİ GRİ için iki bölüm gelebilir. Kısaca Perşembe günü iki bölüm atıp ardımdan Cumartesi günü de iki bölüm atabilirim. Tabi bu sizin isteğinize bağlı. Eğer ki istenirse atabilirim. Yoksa sadece Cumartesi günleri iki bölüm atmaya devam edeceğim. Bu konuda bu yazının altına düşüncelerinizi yazarsanız çok sevinirim ❤️

Her neyse herkese iyi okumalar❤️

Her neyse herkese iyi okumalar❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💫

10. BÖLÜM

"Kesinlikle İpek'de uyguladığım tedavinin aynısını uygulayacağım. Onda işe yaramıştı."

"Tamam ama unutma Süveyda'nın iyileşmesi gerekiyor."

"Tamam Kara merak etme sen."

Kulağıma gelen uğultulu seslerle elimi kaldırıp başıma koyarak mırıldandım.
"Neredeyim ben?"
Elimin üzerinde hissettiğim acıyla inlediğimde Kara'nın öfkeli sesi odada yankılandı.
"Dikkat et canını yakıyorsun!"

Gözlerimi yavaşça açıp acıyla inlediğimde Kara'nın gözleri gözlerimi karşıladı.
"İyi misin?"
Sorduğu soruya cevap vermek yerine yeşil gözlerine uzunca bakmayı tercih ettim.
"Elin mi acıyor?"
Gözlerimi gözlerinden ayırmadan yavaşça başımı salladığımda ayak ucuma oturup elimin üzerine takılan küçük serumu gösterdi.
"Küçük bir serum takıldı. Bu yüzden ağrıyor."
Gözlerim yavaşça kapanırken gözlerimi zorla açıp fısıldadım.
"Asena beni merak etmiştir."
Gülümseyerek ellerini saçlarıma götürüp fısıldadı.
"Merak etme sen, ben ona haber verdim."
Gülümseyerek fısıldadım.
"Teşekkürler Kara..."
"Hadi uyu biraz."

Hâlâ saçlarımın okşandığını hissederken elimi kaldırıp saçlarımı okşan elini tutup yatakta sağa dönerek bacaklarımı karnıma çektim.
"Çok üşüyorum..."
Ağzımdan çıkan kelimelerle vücudum titrerken gözlerimi sıkıca kapatıp fısıldadım.
"Her yerde kar var. Çok soğuk..."
Üzerimin örtüldüğünü hissederken gülümseyerek fısıldadım.
"Abii..."

KARA HANEDANOĞLU
Gülümseyerek "Abii..." diye fısıldayıp sol elimi sıkıca tuttu. Boğazımda kocaman bir yumru otururken gözlerimi sıkıca kapadım.

Süveyda, her defasında bana ablamı hatırlatıyordu. Gözlerimin içine bakışında, ismimi söyleyişinde ve hatta bazen o küçük tebessümünde ablam gözümün önüne geliyordu. Bu normal değildi... Hemde hiç normal değildi. Böyle olmaması gerekiyordu. Bunların yaşanmaması gerekiyordu.

MAVİ GRİ (Ateş) +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin