"Gel hadi gidelim."
Uzattığı eline bakarak fısıldadım.
"Konuşmayacak mıyız? Hani sen o minik kuşu merak ediyordun."
Söylediğim şeyle düz bir ifadeyle bana bakıp elini geri çekti.
"O minik kuş ile çok ortak noktamız olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden ar...
Nasılsınız bakalım 😉 Umarım hepiniz çok iyisinizdir. Canlarım ben küçük bir karar aldım ve bundan sonra belli bir süreye kadar sadece tek bir bölüm atıcam. Ve yeni bölüm her zamanki gibi Cumartesi günü akşam dokuzda gelecek. Kendimce belirlediğim o minik süre geçtikten sonra aynı şekilde hafta da iki bölüm gelmeye devam edecek.
Her neyse canlarım ben daha fazla uzatmadan bugün benim çok sevdiğim bir bölüm ile baş başa bırakıyorum. Umarım siz de seversiniz. Hepinize iyi okumalar bebeklerim ❤️
Bu arada uzun bir aradan sonra kitabımın küçük bir emojisi olan bu 💫 emojiyi alırım. Herkes buraya bu 💫emojiden bıraksın.
Vee en önemlisi küçük yıldıza basıp bölüme oy vermeyi unutmayın. 😘
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
65. BÖLÜM
29.10.2022
"Olayları Kara Bey'den dinleyip sorguda polislere ne anlattığını bilmem gerekiyor. Ondan sonra güzel bir ifade çıkarır ve konuyu bir şekilde Kara Bey'den başka birine yönlendiririz. Belki Kara Bey'in yerine hapiste yatacak birini de bulabiliriz. Bizim için bu daha kolay olur. Ama biz yine de hukuki sürece göre gidelim. Çok risk almayalım. Belki de Kara Bey için bir indirim alabiliriz."
İki saattir karşımda oturmuş bize hukuki süreçleri anlatan bir avukatı dinliyordum. Ve hiçbiri Kara'nın işine yarayacak bilgiler değildi. "Bana gel, beni al dediğinde bu iki arıza ile birlikte avukatın yanına geleceğimizi kastetmemiştin." Natasha'nın söylediği şeyle sıkıntıyla nefes alıp avukatı dinlemeye devam ettim. "Dediğim gibi en kısa sürede Kara Bey'in yanına gidip olayları ondan dinlemem gerek. Ve daha sonra olay günü orada olan tüm kişileri bulmamız gerekiyor. Onlarla da konuşup ifade vermelerini sağlarız. Mahkeme günü de-" Avukatın sıkıcı konuşmasına daha fazla dayanamayıp ellerimi sertçe masanın üzerine koyarak onu susturdum ve ayağa kalkıp üzerine doğru eğildim. "Tanık istiyorsan ben sana tanık bulup getiririm. Ama sen bana Kara'nın kesin dışarıya çıkacağının garantisini verebilir misin?" Avukat dahil herkes bana şaşkınca bakarken sıkıntıyla nefes aldım ve masanın üzerinde ki kristal isimliğe göz ucuyla bakıp öfkeyle tısladım. "Avukat Kerem Aydın…" Tanıdık gelen isimle karşımda ki sarışın ve mavi gözlü adama baktım. Ama karşımdaki avukat hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam etti. "Bak Kara için endişelendiğini biliyorum ama prosedürlere uymak zorundayım."
"Bir saniye ya! Senin ismin bana bir yerlerden tanıdık geliyor."
Başımı sağ omzuma yatırıp karşımdaki avukata uzunca baktım ve beynimin içinde Kerem Aydın ismini taradım. Bir süre sonra ise bu ismin nereden tanıdık geldiğini anladım. Karşımdaki adam, yıllar önce Kara ile ilk tanıştığımız sıralarda Ö&K'ya polis baskınını yaptıranın ben olduğumu Kara'ya söyleyip kocamın kafasını karıştırmıştı. Üstelik sırf bu şerefsiz yüzünden Kara benimle ufak bir oyun oynamıştı.
