Multi Sinek varisi
arya ve tuana evde otururken sıladan gelen garip mesaja karşı ikisi de bir birine bakmaya başlamıştı. iki erkeğin bütün bilgileri arya ve tuananın elinde dururken arya "Allah bilir hangi şanslı erkeklerin bilgileri. sılanın gazabı gerçekten tehlikeli"derken tuana "bu nasıl bir yetenektir be. bütün sosyal medya hesaplarından banka hesabına kadar bulmak nedir"derken arya onu onayladı.
arya telefonunu kapatıp tuanaya dönerken "işe alındığımı sana söyledim mi?"derken tuana gözlerini devirerek telefonunu bıraktı. "evet bilmem kaç yüz kere " arya tuananın söylediğini umursamayarak "artık koskoca altunsoy markasında ilker altunsoyun tasarım asistanıyım. bunun ne kadar önemli bir şey olduğunu anlar mısın artık" dedi. tuana dikleşirken "arya ikimizde o iş için doğduğunu biliyoruz. bu beni şaşırtmadı." arya tuananın cümlesi bitmeden böbürlenmeye başladı. "doğru söylüyorsun. benimki gibi yetenekli birini almıcakta kimi alıcak" tuana aryanın tipik egolanmasına yakalandığını anlarken "seni de övmeye gelmiyor"diyerek ayağa kalkarken arya nereye dedi. tuana gözlerini bayarken "mutfağa"dedi. arya tamam diyip oda ayaklanmış "bende biraz tasarım yapayım"diyerek kendi için hususi ayarlattığı tasarım odasına ilerlemeye başladı. tuana arkasından "iki saat sonra ruleti açmaya gidicez unutma"derken arya eliyle tamam işareti yaparak odasına girdi.
tuana da aryanın arkasından başını sallamış ve mutfaktan kendine çay demlemeye başlamıştı. tuana için çay hayat felsefesiydi. gün içerisinde yeterince çay içmezse aşırı agresif olabiliyordu. çay gerçekten tuana için oldukça önemliydi. evde onun için her türlü çay bulunuyordu. kaçak normal bergamotlu türlü türlü vardı. hangisinden canı isterse demler bir demlik çay içerdi. kendine özenle çayını ocağa koyarken demlenmesini beklemeye başladı.
arya odasında ki ışıklarını açarken kendi iç acı odasına baktı.
çalışma alanının gerisinde perdeyle örtülü bütün kumaşlarının yer aldığı alanda vardı. orda yer alan kumaşların hepsi oldukça pahalıydı. bütün paraları orda yatıyordu. bundan pişman değildi aksine oldukça hoşuna gidiyordu. odasında bulunan dolaba giderek çizimlerini çıkartırken yarın için kendi elbisesini dikmek istiyordu. spor ama şık olmalıydı bu yüzden en uygun kendi çizimini bularak onu dosyasından çıkarttı. elbiseye gidecek uygun bir kumaş bulmak için kumaş odasına girerken perdesini kenara çekti. gözleri bütün kumaşlarda gezerken hem renk hemde doku olarak en çok yakışacak kumaşı bulmaya çalışıyordu.
tuana demlenen çayını içerken aynı zamanda bu uyuşturucunun devamının nerde satıldığını bulmaya çalışıyordu. babasının bütün işlerini çökerterek onu kıbrısa getirtmek istiyordu. hem babası onu öldürmeye cesaret edecek kadar ileri gittiyse bütün bu olanları hak ediyordu. diğer yerlerini bulmak düşündüğünden zor olurken sinirlendi ve sılayı aramaya başladı. ama sıla telefonunu açmamakta kararlıydı. öfkeyle mesaj atmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
52
Teen FictionNe..! Kıbrıs'a kumarhane mi açılmış...? Ah! Doğru. biz açmıştık. kumarhane açmalarıyla hayatlarının gidişatı değişen üç kızın hikayesi.. *kesit* sıla "ne yani ben yakışıklı kumar ma...